-Şoklar ve üzüntülerin rayındayım. Boyutun treni huylarımla taşıyor beni sensizliğe. Makinistlik zor sanat yaşamak sanatında sen eksilince.
-Çöküntülerle işim yok, yoklarınlarının çözeltilerinde kalan tortular var, beni bilindik mecralara sürüyorlar.
*Hayatı başka açıdan görmenin sürecinde süzgecin takılır bahtıma.
-Hayat süzülür, aşk teleğin dibinde herkesin farklı yorumuyla, yaşamıyla şekline bürünür.
Suskunluğuma bozuk cümlelerini bağlayan f’ayların depreme yakın haliyim. Artçılarım ve zaaflarım var. Tam deprem olamadım.
-Zayıf bir ruhun volkan akışında kendime yazılmamış patlayışlar var.
Eşek yükü devalarım var.Nevalar yetmez, çakralar aydınlatmaz.
Bilinenle çok bilinen arasında çok bilinmeyenlerimin fitili yakılmış.
-Yanıyor meramlarımın mazisi.Aşka külfetlerim oğullarını sunuyor.
-Geldi sana hadi şimdi susuyorum.Bu suskunluk suya benziyor, temiz ama güçlüce akar.
-Bilgeliğin zerreciklerin aşkının zerleri dokunur. Dokunuşun gibi olur su. Suyu bu yüzden ruhuna ekledim Ruhsu.
-Yeni doğmuş bir bebek gibi masumluğun var yüreğimin atlasında. Renk renk heybelerimde taşırım seni.
-Arzular buhar gibidir istemediğin anlarda nemlere karışır sağnak sağnak üstsüz kalan hayallerine, haline yağar.
-Hayatımın gölgesinde yetişen gülleri sayıklıyor periler.Kaç gül yaprağına yazdım senden başkaları; ama bir gül sevdim diye bütün günlerimi feda edecek bir ömrü ben seçmedim.
-Sevmek kendini feda etmektir hayatında olmayana.
Benim gücüm çok kalabalık yalnızlığım.Aslında bu tehlikeli bir içsel yanardağdır. Kork benden.
İçimde yanardağların var.Küllerle yetişen güllerin, gülücüklerle büyüyen büyülü dünyan var.
Her masalın bir sonu başka masalın kokusuna benzer. Oysa bizim masalımızın kokusu yalnız biz aşkı yaşarken vardı.Şimdi masal var; ama kokusu yüreğimizde saklı.Bu yeni masalımızın misk-i amberliğine yanaşmasıdır.
*Aşk masal, yaşam masal, gitmek masal, gelmek neden masal değil.Haklısın vuslatın masalı yazılmamış diye bizim aşkımızın destanlığına laf getiremem.
-Ben Balakgaziyim Harput zirvelerinde. Aşka kaleler kurdum azizler aşkı helal kılarken. El ‘aziz olarak bırakma beni Ruhsu.
Bir adam duymuştum
kelimeleri öyle güzel söylermiş ki
sadece isimlerini çağırmakla
elde edermiş tüm kadınları... Bu adamın masalını ben yazdım diye beni her kadının aşk çağrıcısı olarak görme. Bir çağrı ile yüreği ağrılı bir dünyanın sonuyum. Ritmini bozan bu gidişin, bu bende kalışın ,bu sana kalakalışın müellifi benim.
* Üç tutkunun yolculuğunda yoluma sevgin, merhametin, acılara alıştırmalar eşliğinde damla damla süzülüşün düştü. “Kendime karışmamak için” herkese karıştım, her aşka karıştım, her büyük aşkın karışımında karışık pizza sevdalar yaşadım.
-Şimdi işte şimdi bağrımdan kopan telleri çalan ellerin el’lerin mi ? Yok sellerime karışan damlaların mı hayatın sesi bilemedim Ruhsu.
Kayıt Tarihi : 27.6.2012 00:17:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Hayrettin Taylan](https://www.antoloji.com/i/siir/2012/06/27/kizilotesi-acik-kizlarin-ag-baglantisinda-sanma-beni-ruhsu.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!