------------- Sabri YÜCEL'e
Birden sustuğunun ayırdına varıyorum bir Cano’nun.O iki gün süren şoktan çıktığım an anlıyorum bunu.
Oysa nice yılları birlikte geçirmişken …
Yaşlanan bir güzün o soğuk akşamının eşiğindeyken ötelerde diniyor bir ses; bir heyecan, suları geri çekilen göle dönüşüyor.
Dalından kopuyor o Kızılgül…
Tümceye hangi sözcükle başlayacağımı bir türlü kestiremiyorum.Sonra,bu tedirginliğimin nereye uzanacağını düşünemez oluyorum.
İlkin bilincim, sonrasında elim kolum bir süre donuyor.Bazı süjeler,objeler birlikte kayboluyor yeniden beliriyorlar.
Karşıki duvarda o çerçevenin içini hiçbir zaman göremediğim bir resim dolduruyor.Yeltendiğim an bir yalnızlığın bütününe dokunuyorum.
Pus dağılıyor,eşim dostum yavaş yavaş belirmeye başlıyor.İstanbul’un sisi çöküyor belleğime.
Geçip gidiyor anılar,boşalıyor zaman.
Yaşlanan bir güzün bu soğuk akşamı yerini geceye devrettiği sırada,kuzeydeki bir sahilin en ıssız yerine gidip, içimdeki hırçınlığına aldırmadan ona mektup yazmayı bile göze alıyorum…
Yaşla doluyor bulutların gözleri;kapkara denizin üzerine gözyaşları düşerken ve bütün bir geçmiş yüksek ateş içinde sürgit titreşirken…
Önümde bir şiir.
Daha ilk sözcüğünü,ilk dizesini bile okumamışken.
Benden sen de ürk,derken ; durmadan bir korkuyu yineleyip içime salarken o ses…
Burnumda nasıl da tütüyor bazı şeyler…
30 Kasım 022
Necdet ArslanKayıt Tarihi : 3.1.2023 13:48:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!