Millet olarak aşağılık duygusundan kurtulup beklenmeyenlerden olan tarihe beklenmeyenin gerçekleş-mesi olarak bakmak için realizme mutlaka karşı çıkmalıyız. Yüce Pey-gamber’in fetihle ilgili sözünü hedef göstermek olarak alan düşünürler, yeni bir ‘Kızılelma’ yaklaşımını mille-timize hediye etmişlerdi. Resûlul-lah’ın; “İstanbul, elbette fetih oluna-caktır. Onu fetheden başbuğ, ne güzel başbuğ; onun askeri ne güzel asker,” kutlu hadisinde yüce bir hedefe işaret vardı.
İstanbul’un fethi, bu kutlu sözden hareketle ‘Kızılelma’nın gerçekleş-mesi şeklinde yorumlanacaktı. ‘Kızı-lelma,’ Ergenekon Destanı’nda Er-genekon’dan dışarı çıkma ve kay-bolan eski yurdu tekrar ele geçirme ülküsü şeklinde anlatılırdı. Bu yakla-şım; Selçuklu ve Osmanlılar tarafın-dan ise Roma ve Bizans İmparator-luklarının hâkimiyetindeki ülkelerin fethedilmesi ülküsü olacaktı.
Hayat şartları insana yaşlı havası verdirirdi
Rüyalar ise yaşlı olan bedeni gençleştirirdi
Efendimiz ashaba bir müjdeyi duyuracaktı
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.