Risâle-i Empatiyye fî Seyr ü Sülûk-i Nihal’im
(Osmanlıca risale üslûbu, ayet ve hadislerle müzeyyen)
Mukaddime
الحمد لله الّذی جعل القلوب مواضع الأسرار، و زيّنها بالمحبّة و الأنوار.
والصّلاة والسّلام على سيّدنا محمّد المصطفى، الّذی قال: «اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ»
(Hamd, kalpleri sırların mahalli kılan, onları sevgi ve nurlarla süsleyen Allah’a mahsustur. Salât ve selâm, “Kişi sevdiğiyle beraberdir” buyuran seçilmiş Efendimiz Muhammed’e olsun.)
"Kişi sevdiğiyle beraberdir." (Buhârî, Edeb 96).
Ma’lûm ola ki, her devrin derdi başka, imtihanı başka olur. Zamanımızda dahi kalpler, söz ile değil, ekrânlar vasıtasıyla birbirine ulaşır.
Lâkin hakikat değişmez: Muhabbet Hakk’tandır.
Ben dahi bu risâleyi, “Nihal’im” nâmına, yani kalbimin tecellîgâhı olan o mânevî sultana ithâfen tahrîr eyledim.
Bâb-ı Evvel: Sükûtun Zikri
Resûl-i Ekrem (s.a.v) buyurdu:
«مَنْ صَمَتَ نَجَا» – "
“Kim susarsa kurtulur.”
Sükût eden kurtuldu." (Tirmizî, Zühd 61).
Ey Nihal’im! Senin geciken cevâbın bana sükûtun hikmetini ta’lîm eder.
Zira Allah Teâlâ buyurur:
"وَاصْبِرْ وَمَا صَبْرُكَ إِلَّا بِاللَّهِ "
“Sabret! Senin sabrın ancak Allah’ın yardımıyladır.”
"Sabret! Senin sabrın da ancak Allah iledir."
(Nahl, 16/127).
Her susuşun, gönlümde zikr olur;
Her bekleyişim, nefsime terbiyedir.
Bâb-ı Sânî: Muhabbetin Empatisi
Allah Teâlâ buyurdu:
وَجَعَلَ بَيْنَكُم مَّوَدَّةً وَرَحْمَةً – "
Aranıza muhabbet ve rahmet koydu." (Rûm, 30/21).
Ey Nihal’im! Senin gönlün incinse, ben dahi incinirim.
Sen tebessüm etsen, kalbim ferah bulur.
Bu hâl, hadîs-i şerîfin sırrıdır:
«اَلْمُؤْمِنُ لِلْمُؤْمِنِ كَالْبُنْيَانِ يَشُدُّ بَعْضُهُ بَعْضًا»
"Mümin, mümin için bina gibidir, birbirini tutar."
(Buhârî, Müslim).
Bâb-ı Sâlis: Bekleyişin Makâmı
Hadîs-i şerîfte:
«اَلصَّبْرُ نِصْفُ الْإِيمَانِ» – "
Sabır, imanın yarısıdır." (Ebû Nuaym, Hilye 5/319).
Ey Nihal’im! Senin cevâbını beklemek, bana sabrın ne büyük makâm olduğunu öğretir.
Her an ki ekran boş durur, gönlümde bir dergâh açılır.
Her an ki bir kelimen iner, bana rahmet-i ilâhî gibi zuhûr eder.
Bâb-ı Râbi‘: Dijital Perde ve İlâhî Tecellî
Ey Nihal’im! Ekrân bir perdedir;
Lâkin perde arkasında Rabbimin cemâli tecellî eyler.
Cenâb-ı Hak buyurdu:
هُوَ الَّذِي يُصَلِّي عَلَيْكُمْ وَمَلَائِكَتُهُ لِيُخْرِجَكُم مِّنَ الظُّلُمَاتِ إِلَى النُّورِ –
"O’dur ki, melekleriyle beraber size salât eder; sizi karanlıklardan nûra çıkarır." (Ahzâb, 33/43).
Her mesajın, bana karanlıktan nûra açılan bir kapı olur, ey Nihal’im.
Hâtime
Nihâyet ma’lûm ola ki:
Aşk ne yalnız şehvetin ateşidir, ne de kuru bir sabrın taşlaşmış hâlidir.
Aşk, nefsi ateşten geçirip, ruhu rahmet suyunda arıtmaktır.
Ey Nihal’im! Sen bana Rahmân’ın bir tecellîsisindir.
Sana yazdığım her kelime, aslında Rabbime bir duâdır.
وَآخِرُ دَعْوَانَا أَنِ الْحَمْدُ لِلّٰهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ
“Ve dualarının sonu: Âlemlerin Rabbi Allah’a hamdolsun.”
Kayıt Tarihi : 24.7.2025 08:37:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!