'
oturmuşum bir fenerin dibine,
güneş ile denizin sevişmesini seyrediyorum.
sarmışım seni sigarama,
her nefeste hasretini içime çekiyorum.
kızıl akşamın ılık rüzgarında
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
çaldımmmm:)
bende sahil kenarında bir elinde sigara bir elinde çay olup ummana dalıp gidenler ne düşünür diye düşünürdüm. Bu şiirden sonra uçsuz bucaksız denizde sevdiklerini görürlermiş onu anladım. Kalemine yüreğine sağlık, sahilde sevdiğini düşünen kaç insan vardır kim bilir.
Şiir çok beğendim. Sevda bitse de böyle güzel sözlerle birine veda etmek çok güzel. Bu sevginin samimiyetini gösteriyor.
mükemmmel bir şiir yüreğinize sağlık sevgiyle kalın
Güray bey şiirleriniz ve şiir yorumunuz gerçekten çok güzel, kaleminizi kutlarım. Duygularınız daim olsun...
Şiir güzel,seslendirme ise bence olmamış daha doğrusu bu ses tonu hiç yakışmamış şiir,çok sığ kalmış,siz kendi sesinizle yorumlasaydınız keşke ,çok daha hoş olacağına eminim,yine de emek verilmiş bir çalışma ,emeğinize sağlık
Kızıl akşamın ılık rüzgarı (sesli)
'
oturmuşum bir fenerin dibine,
güneş ile denizin sevişmesini seyrediyorum.
sarmışım seni sigarama,
her nefeste hasretini içime çekiyorum.
kızıl akşamın ılık rüzgarında
yosun kokulu ellerin dolaşıyor,saçlarımda
martıların çığlığında dalgalar vurdukça rıhtıma
bir of çekiyorum duygularım yelken açıyor ummana!
sen olmasanda artık hayatımda,
ben senin hayalini seviyorum.
sana bir şiir sözüm vardı yaa...
işte onu yazıyorum; kızıl akşamın ılık rüzgarında
sığdıramıyorum seni mısralarıma
düşünüyorum hangi şiir senden daha güzel
hangi kalemin seni yazmaya gücü yeter
hangi kadın beni senin kadar sever...
bir masaldın sen soğuk kış gecelerinde,
bakışların yüreğime değerdi.
huzur bullurdum asil güzelliğinde
meğer bir Rüya'ya dalmışım dizlerinde
uyandırdın beni, meleğim en güzel yerinde
sana dilimde ne ah var ne de bir sitem!
bilirimki yüreğini sökersin benim için yerinden
gitme vaktidir diyorsan meleğim;
elveda! derim öperim gözlerinden, yüreğinden.
Güray İlham.
Sn.Güray bey..
Dinleyemedim ne yazık ki...ama okuduğum dizeler çok çok güzeldi..şiirdi!!!! teşekkürler paylaşımınız için..yüreğinize sağlık...
keman, şiiri nasıl kuvvetlendirmiş...ve sen bu şiirde sesini çok iyi kullanmışsın...iyiydi Güray...Farid Farjat ile de iyiydi:))
duygusaldı....tebrikler...teşekkürler....
GÜZEL BİR ŞİİR OKUDUM,YÜREĞİNİZE SAĞLIK
Bu şiir ile ilgili 76 tane yorum bulunmakta