Kız Kulesi Sandalcı ve Ben
Akşam kızıllığı camlara alev gibi düşerken martılar geceye hazırlanır, suskunluğunu bölmek için gecenin. Son susuşlarıdır mavilikler üzerinde.
Üsküdar iskelesinde ki sandalcı sararmış parmaklarında tuttuğu gün gibi tütünü bitmiş izmaritle omzundaki yalnızlığı paylaşır, martılar gece ve kız kulesiyle.Boğazın yalnız gelini, aşkın imkânsızlığın, hüznün, sevincin abidesi. Unutulmuşlukları anımsatan, tek başına aşkına sahip çıkmanın gururu Kız Kulesi.
Sandalcının aşkıdır, tutkusudur. Her bakışında ulaşılmazı, imkânsızıdır. Her yolcu bırakışında eteklerine kıskandığı, paylaşamadığıdır. Yorgun kolları ona her gidişinde daha da bir güçlenir. Her dönüşü ise bir o kadar bitik…
Ayrılık diye bir şey yok.
Bu bizim yalanımız.
Sevmek var aslında, özlemek var, beklemek var.
Şimdi neredesin? Ne yapıyorsun?
Güneş çoktan doğdu.
Devamını Oku
Bu bizim yalanımız.
Sevmek var aslında, özlemek var, beklemek var.
Şimdi neredesin? Ne yapıyorsun?
Güneş çoktan doğdu.