Üsküdar'da Boğaz'a karşı
Adımlarımı sayıyorum giderken
Bir çocuk kadar korunaksız
Üşümüşüm, sabah erken,
Kız kulesini seyrederken ben.
Şimdi niye gelmiştim,
Bilmiyorum ki
Hep neşeyle geldığim bu yere.
Davetkâr boş bir bankı
Hemen kestirip gözüme,
"En iyisi şöyle oturmak"
Diyorum kendi kendime
Yavaşça dalıyorum derinlere.
Bir nahoşluk bende,
Bir nahoşluk denizde...
Ne kadar kasvetli bir hava!
Akşamdan kalma
Kıyıdaki sıyrıklar,
Solgun yüzlü kayalar
Ve akrobatik taklalar atan
Köpük köpük dalgalar.
Hırıltılı nefesiyle,
Sert bir poyraz alelacele
Enseme çarpıp duruyor
Kalk git, dercesine...
Telaşlı martılar tepemde
Bir cırıltı koparıyor
Ödüm patlıyor seslerinden
Hepsi birden veryansın ediyor
Herkes birbirinden şikayetçi
Anlaşılan bu sahilde...
Ne oluyor, diyorum içimden
Gizli bir hesaplaşmanın sanki
Tam ortasındayım ben...
Sonra bakıyorum,
Göz kırpıyor bana
Karşımda Kız Kulesi
Boğaz'ın Prensesi!..
Tek o memnun ki gelişimden
Uzaktan gülümsüyor
Bir dost sadâkatiyle
Hep aynı yerde
Aynı vâkur bekleyişle.
Fakat, öylesine bezgin,
Salgın karantinasında gibi
Öylesine tedirgin
Öylesine mesafeli...
*Emel Yılmaz*
*Emel Yılmaz*
Emel YılmazKayıt Tarihi : 11.1.2024 21:18:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)