Seninle başlar her sabah,
Taş sokakların sessizliğinde,
Dumanı tüten bacaların ardında
Gözlerimde senin izini sürerim,
Ve her adımım, bir halkın umut ağırlığını taşır.
Sevdan, tarlalarda açan ilk çiçek gibi,
Ama yalnızca güzelliği değil,
Toprağın sertliğini, taşın soğukluğunu da taşır.
Ben ellerim boş olsa da
O çiçeği avuçlarımda büyütürüm,
Ve her yaprağına kendi nefesimi üflerim.
Biz bir yurdun çocuklarıyız,
Ama yalnızlık, sessizliğin rüzgarında savrulur.
Sen başka bir hayal kurarken belki,
Ben geceleri yıldızlarla konuşurum,
Ve her yıldız, sana dair bir ışık taşır,
Her ışık, umudun kapısını aralar.
Aşk öyle bir nehir ki
Kıyısı yok, çağlayanları yüreğimde,
Ama ben bir umut taşırım
Sana dokunan her el kadar sıcak,
Ve bir yurdun içinde sevmek,
Bazen bir ekmeği paylaşmak kadar gerçek,
Bazen bir gülüşün ağırlığı kadar değerli.
Senin sesin, bir fabrikanın ilk düdüğü gibi,
Gecenin karanlığını deler,
Kalbim halkın sesiyle çarpar,
Ve her adım, hem seni hem yurdumu taşır.
Sen gülünce, şehirler uyanır,
Taş duvarlar erir, sokaklar parlar,
Ve ben, ellerim boş olsa da
Gözlerimde senin ışığını taşırım,
Ta ki karanlık en koyu haline bürünse bile.
Bir yurdun içinde sevmek,
Sessiz ama güçlüdür,
Ölçülemez ama hissedilir,
Tıpkı bir halkın umutla dolu elleri gibi.
Ve ben seni beklerim,
Ta ki dünya unutsun bizi,
Ama sevdamız, bir çağın ışığı olur,
Ve yankılanır yüzyıllar boyunca,
Ta ki her çocuk, her sokak, her taş
Adını ve sevgimizi bilsin.
Kayıt Tarihi : 14.11.2025 15:04:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!