Kızıl şafaklarda hasretler yaşanırmış kıyıdan kıyıya,
Meltemler senden eser, hayat seninle başlarmış.
Bir lodos bir poyrazla hırçınlaşan o durgun deniz var ya,
Gülümsediğin zaman sen, bir nefes alır uysallaşırmış.
Yıldızların serenadları dinlenilirmiş her gece soğuk ve ıslak kumsallarda,
Ayak izlerini öpermiş dans eden dalgalar,
An be an silinirmiş anılar iç çeken yakamozlarda.
Ağıt yakar, bir şarkı tuttururmuş, deniz fenerini bekleyen yaşlı sandallar.
Tayfalar da bilirmiş, seni, beni, bu ölümsüz ezgiyi,
Ateş böcekleri olurmuş yakılan sigaralar, gece karasında.
Nesilden nesile anlatırmış insanlar, vuslata erilmemiş bu sevgiyi.
Kollar açılırmış, her gemi, limana demir attığında,
Kucaklamak için kıyılar ötesi hasreti.
Gömse de gözlerindeki kanlı, kara yası
Kanarmış her dem bu yara, her cerihada.
Hâlâ dillerde bu hazin şarkı, her gemi düdüğü çalındığında
Sadece ben kaldım, seni bekleyen, burada, bu yakada.
Ne sen gelebildin, ne ben seni bulabildim,
Bilmiyorum nasılsın, neredesin, yaşıyor musun hala?
Cesaretim yok sormaya, görsen hatırlar mısın beni acaba?
Sümru Yılmaz
Kayıt Tarihi : 11.8.2019 00:01:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!