KIYI YAZILARI haydi millet kitap dinleye ...

Nilgün Budak
25

ŞİİR


5

TAKİPÇİ

Kültürümüzün parçasıdır ya hani, her ne kadar unutuluyorsa da artık yavaş yavaş, ben üstüme düşeni yapayım önce bir selam vereyim, saygılar sunayım sonra internetin kıyısına yerleşeyim. Ve dökmeye başlayayım aklımdan geçenleri becerebildiğim kadar..

Oldum olası televizyon reklamlarını izlemeyi sevmişimdir. Hem öyle böyle değil, türü,hedef kitlesi,bütçesi gibi, reklam sektörüyle ilgili olanları alakadar etmesi gereken detaylara takılırım. Konunun işlenişi,kişileri nerelerden yakalamayı hedefledikleri,ne denli yaratıcılık kullandıkları önemlidir benim için. Aslına bakarsanız ürünlerle pek de ilgilendiğim söylenemez, işin tabiri yerindeyse mutfağı, teknik kısmı daha cezbeder beni. Büyüyünce reklamcı mı olacağım ne? :) zaten ülkeyi yönetme işini”ah ben olacaktım ki..” diyenlere, reklam şirketlerinin yönetimini de bana versinler görsünler neler oluyor :) o kadar iddialıyım yani.
Bizim evin, reklam izleme, inceleme, değerlendirme kurulu başkanı olarak ben, son günlerde izlediğim birkaç reklam vasıtasıyla dikkatimi çeken bir konudan bahsetmek istiyorum. Bazı kitapların CD versiyonları veriliyormuş gazetelerle. Evet evet, birisi okuyor CD’ye kaydediliyor, sizde alıp evde “dinliyorsunuz”. Demokraside çareler tükenmez diye buna deniyor olsa gerek. Kitap okumayan bir milletiz ya, düşünsenize bir gün de kitap dinlemeyen ülke haline gelirsek! Sloganlar bile değişebilir” kitap dinleyelim” şeklinde mesela. Okumuyoruz bari dinlemeyi becerelim de iyice rezil olmayalım dünya aleme,dinlemeyi bile bilemediler dedirtmeyelim.

Mesela siz bulaşık yıkıyorsunuz, CD çalar size kitabı okuyuveriyor. Ya da siz araba kullanırken… ve siz de “öğrenmiş” oluyorsunuz. Ben yolculuk sırasında şoförle konuşmak yasaktır diye bilirdim? Tabiki CD çalar şoföre soru sorup cevap beklemiyor ama,konuşmuş oluyor sonuç olarak değil mi ama? :) Tam katilin kurbanının arkasından sessizce yaklaşıp bıçağı saplamak üzere olduğu an şoför heyecanlanıp gazla fren pedalını karıştırırsa mesela! ! Bu ve benzeri tipteki trajik durumların olmamasını isteyelim biz yine de. Okumanın verdiği hazzı dinlerken bulabilir miyiz sizce? Bir romandaki kahramanlara ayrı ayrı sesler hayal edip gözünüzde canlandırmak bir yanda, tümünü aynı sesten dinlemek öte yanda.. Nasıl olur denemedim fikre sıcak bakmadığımdan dolayı ama, deneyimlediğim benzer birkaç durum olmadı değil. Mesela Birigitte Jones’in Günlüğü adlı kitabı okurken aldığım tadı, filmini izlerken bulamadığımı söylemeliyim. Sinemaya uyarlanırken kesilen kısımlarından mı, hayal ettiğim ve kendi gözümde çektiğim filme benzemediğinden mi bilmem ama o tadı bulamamıştım işte.
Şu an kulağımdaki walkman kulaklığından gelen şarkıyı düşündüm de, Bryan Adams’ın Everyting I do isimli şarkısından söz ediyorum. Bir zamanlar Robin Hood filminde duymuştum yanlış hatırlamıyorsam bu şarkıyı. Filmi izlemeden çok önce o kitabı okurken de Sherwood Ormanının hakimi Robin benim hayallerimde, filmin Robin'i Kevin Costner’dan daha çok Tom Cruse’un boyunun uzamış hali gibiydi.

Tamamını Oku