Kıyamete ramak kaldı, âhırdan da âhırdayız.
Dünya dibin kara çaldı; sevgi bitti kahırdayız.
Son Peygamber geldi geçti, bin dört yüz yıl göğe uçtu,
Mehdi bile çiçek açtı; bizler hala zâhirdeyiz.
Cümle alâmetler çıktı, tusunami şehir yıktı,
Nil ve Fırat kızıl aktı; fırtınalı bahirdeyiz.
Bina doldu köy ve şehir, zânî her bir ev de zehir,
En safa da bulaştı kir; yunmak için nehirdeyiz.
Hırsızı en baş eyledik, pamukları taş eyledik,
Küflü yemi aş eyledik; sofralarda zehirdeyiz.
Katliamlar tomar tomar, ev de en baş paslı çomar,
Nerde? Âdil, Ali, Ömer; (r.a.) adaleti têhirdeyiz.
Çöller ateş oldu yandı, kümese tilki dadandı,
Cehle kurbanlar adandı; okunmada sâhirdeyiz.
Kuranın hükmü ref oldu, İslam Devletleri soldu,
Arz amelsiz âlim doldu; hızlı akan devirdeyiz.
Osmanlı son İslam yurdu ve en sonda Mehdi(a.s.) durdu,
Dost edecek koyun kurdu; tasfiye-i Sevir’deyiz.
Garibinin garip aklı, çok yakında çıkar haklı,
Sen oyalan düşün farklı; yıkıntıda mahirdeyiz…
Kayıt Tarihi : 22.7.2009 09:15:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!