Kraterler yağıyor gökyüzünden yere
Kulaklarımda karanlık çalıların ardından doğan ayın hışırtısı
Gözlerim bir oruç ağacı kadar suskun
Ruhum ölmüş… Örtün bedenimi üstüme
Artık
Mumyalanmış zaman tütsüleriyle yaşıyorum her anı
Adımlarım karıncalanıyor,
Gece bedenimi karış karış gezerken…
Lime Lime bir kıyamet düşüyor başımıza
Şafak bir saç teli kadar keskin
Lanetleri eriten bir nefesle çözülüyor ölümler birden
Bir Cibril haritası
Bastığı yerleri gösteriyor ışıl ışıl
Avuçlarımda katılaşan bir yalnızlık
Sarılamıyorum bir türlü kendime
Ölüler diyarından bir menekşe
Kök salıyor göğsümün üstüne
Taze sürgünler sarıyor attığım her adımı
Akrebin gölgesinde sararıyor zaman
Ve ölmeyi arzulayan bir ceset doğuyor minareleşen ezandan
Esir edilen yalnız alınyazıları değil
Kollar prangalı
Bir umut düşüncesi
Ve bir ölüm korkusu ansızın…
Sızıyor hepsi bedenimi ezen kayalardan
Periler kaplıyor her yanımı
İpeksi derinliklerden gelen periler
Bedenim şiir emiyor titreyen tenlerinden
Kimi Leyla kimi vaveyla
Sonra kervan oluyoruz hepimiz
Aydınlık bir ölümün girdabında… Yeniden
Rafine olmuş ışıklarla karşılıyorlar bizi
Doğuda aylar; günler batıda
Zaman kopmuş saatten
Ne uzakta bir son ne de başlamalar yakında
Kadife bakışlarla kamaşıyor tenim
Saçlarımda uçsuz bucaksız bir zeytin sarhoşluğu
İlhamlaşıyor gözlerim
Yağmur oluyor
Demek buymuş… Doğarken bedenimde mayalanan alınyazım
Buymuş demek… Ağlamak…
Ve sen…
Ilık bir su kadar masum,
Ve yaşanmamış anılar kadar berrak
Eski güvercin vakitlerinde yanan sözler gibi tıpkı,
Çağrıldıklarında kaçan pişmanlıklar
Ya da akrebin günlüğündeki zehirleyen o efsunlu nameler gibi
Ninnilerde seyreltilmiş çocuklar için,
Uyusun ama ölmesin; büyüsün…
Artık seni içebilirim biçimsiz bir cesaretle
Çünkü yoksun…
Anlamsız kaygılardan uzaktasın
Ve ateşte damıtılmış bir intikam kadar zararsızsın
Seni içebilirim…
Çünkü sen hayatsın
***
Kayıt Tarihi : 12.7.2019 09:34:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!