Sur borusunu çaldı İsrafil
Yer gök sallantıda
Pamuk ipliklerinin bi ucu doğuda bi ucu batıda
Şerri bela rabbi kaza hayatlarda bi sükut
Tenlerde bir ürperti diken diken…
Devrilen günler yıkık dökük
İpini koparmış vaveylalar sokaklarda
Ve her sokak boğuldu kendi karanlığında
Ortada kızıl denizler
Har alevler…
Ortada yığın yığın kara kaplı defterler
Kan kokusu her köşede
Mahşeri kalabalıklar yığın yığın kapılarda
Kapılarda geç kalınmış pişmanlıklar
Sırtlarda bin bir kurşun; isimsiz ve sahipsiz
Suratlarında meymenet kalmamış siluetler
Sağır eden uğultular salıyor ortalığa
Her yanda bir can acısı
Can sızısı
Hükmedilmiş zevaller
Ödetilen veballer…
Duymuyorum
Sağırım ben
Körüm
Lalım
Tutuldu nutkum
Sadece görünüyorum
Taş kesildim
Buz kesildim
Hissetmiyorum
Zamanın ertelenmeye vakti yok
Kararı karar
Taş taş üstünde bırakmaya niyeti yok
Kayıt Tarihi : 8.7.2008 17:40:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!