Kıyamet
Paslı bir kurşun gibi beynimin kıvrımlarında duruşun.
Bakışların yağıyor gökyüzüme sağanak sağanak.
İrislerinde savaşlar saklı bakışların.
Saçların dökülmüş komodinin üzerine
Kirpiklerin düşmüş halının herbir desenine
Kaşların saçılmış eşiğimden içeri rüzgar gibi
Perdenin arkasında saklı silüetin hayaletim şimdi.
Aynada kalan yüzün...
Dudağımda kalan izin...
Tenimde kalan kokun...
Parçalanmaz mı gökyüzü yokluğunla?
Erimez mi dağlar ardından?
Eriyip akmaz mı güneş yeryüzüne?
Çekmez mi suyunu arz?
Tutmaz mı sandın yağmurunu bulutlar?
Bu gidiş nereye sevgili?
Gidilir mi sence bu halde?
Kıyamet mi kopsun istiyorsun ardından?
Emzirmesin mi analar evlatlarını?
Şefaatine muhtaç bu gözler
Yansın mı istiyorsun ardından?
Nereye böyle sessiz sedasız?
Bitmedi bile daha Yasin'in ikinci sayfası,
Bekle dur!
Bir telkin miktarı kadar daha otur...
Gelsin hele münker ve nekir
Bakmaktan vazgeçtiğin gözlerime
Bir kürek daha toprak savur...
Teslim ettim canımı,
Canımı emanet ettiğin Azrail'e
Şimdi git, gidebildiğin yere...
Kayıt Tarihi : 11.7.2024 09:48:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Kutlarım çok güzeldi..
TÜM YORUMLAR (2)