Dört evladın babasıyım diyordu,
Diyordu demesine de.....
Yorgun gözlerinden süzülen yaşlar,
Çizgi çizgi,
Siyem siyem,
Zorlanmadan iniyordu.
Gururdan mı, yaştan mı?
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
hep baskalarinin acilari degilmi kalp gözümüzü açan insanligimizi hatirlatan gönülden kutluyorum tebrikler saygilarimla baki, selamlar
Bu kadar güzel gözlem gücü ile yazılmış, insanlığın susadığı duygularla bezenmiş şiiri okumaktan büyük keyif aldım.Bu yüreği kutlar, aykata alkışlarım ve puanımı veririm. Sevgi ve selamlar.
HÜZÜNLÜ BIR DRAMI SIZLERDE BÖYLELIKLE KALEME ALMISSINIZ DUYARLILIGINIZI KUTLARIM
anlamlı...duygulu...hüzünlü....elinize ve duygulu yüreğinize sağlık,,dert görmesin o güzel yüreğiniz...
Ağlama amca ağlama!
Kıyamam gözyaşlarına.
Dayanamam,
Kıyamam!
Kıyarsam insan olamam.
Harika bir şiir kutluyorum saygılarımla
Zübeyde bacım beni ağlattın sağol gardaşım sanki babama söylenmiş bir şiir Ankara'da yaşayan ehlikeyf babama yaşlanmayan gamsız babama.analığıma bakan babacığıma ama çok şükür yanında biraderimi koydumda geldimyere göğe koymayız babamızı hatta üvey annemizide lakin gençliğimizde bize çok çektirdi üçümüze de şimdi yüzü yok kadıncağıxzın ama onada bakarız evvelallah yerde koymayız hatta teklif ettim babama hicazdan gelince elim ayağım tutuyor oğul babana bakacağını biliyorum demesi bana yettibu şiir ben önceden niye okumadım gerçekten şiir tadında hayatın acı gerçekleri tam puan bacım hatta daha fazla verilecek olsa gönül puanı olarak süper puanlık bir şiir
çok özel duygular bunlar...
yüreğinizi alkışlıyorum.
Ağlama amca ağlama!
Kıyamam gözyaşlarına.
Dayanamam,
Kıyamam!
Kıyarsam insan olamam.
Zübeyde hocam Bu güzel paylaşımınızdan dolayı kutlarm.Mükemmel bir şiirdi Severek okudum.
Selam ve Saygılarımla
Fatma hanımında selamları var bu yorumu birlikte yazdık.
**İddiayı Kaybettik Babacığım
Sırtımı dayandığım Erciyes’im
Kalbimdeki sevgim, saygım, hevesim
Dürüstlükte, sevgide örnek tezim
İddiayı kaybettin babacığım.
Morg yaptırırken çokça güvendiğin
İlk ben konmayacağım ki dediğin
Kalbin zorlandığını bilmediğin
İddiayı kaybettin babacığım.
O kadar güvendim ki doktorlara
Neşter vurulduğunda yaralara
Bir karanlık çöktü koridorlara
İddiayı kaybettik babacığım.
Sen Gittin Ya..
.
Sen gittin ya baba
Evimiz bom boş kaldı.
Hepimiz birer birer terk ettik,
En son anam ayrıldı evden.
Yetmiş yıldır ilk kez
Bu kadar uzun süre boş kaldı ev.
Bir tek yaşlı kedimiz
Terk etmedi baba,
Bir tek kedimiz terk etmedi.
Ara sıra eve uğradığımda
Hala orada olduğunu görüyor
Kuru ekmek parçaları veriyorum ona,
Başka günler ne yer ne içer
Bilmiyorum, bilmiyorum baba.
Yetmiş yıldır ilk kez sularımız dondu,
Ellibir yıldır ilk kez
Sensiz geçti bayramımız.
Telefonumuz sustu,
Lambalarımız karardı baba.
Biliyor musun baba?
Evimizin eşyaları aynen duruyor,
Senin oturduğun kanape bom boş.
Sen gittin ya baba
Tadı kalmadı köyün,
Tadı kalmadı dünyanın,
Tadı kalmadı yaşamanın.
Niye gittin ki hala anlayamadım BABA...
**Babam
Ben sana nasıl yanmam
Babam benim.
Yüregime ateş düştü
Yanan benim
Sen giderken, uzaklara
Dalan benim.
Bu dünyada yapayalnız
Kalan benim.
Buluştunuz mu oğlunla orada?
Acaba kim var sırada,
Boynu bükük kaldım burada,
Ağlaya ağlaya solan benim.
Babam yaşasaydı da sırtımda gezdirseydim....Tebrik ve selamlar.
Gül yüreğin solmasın. kelamın semada masmavi kalsın.
Bu şiir ile ilgili 16 tane yorum bulunmakta