Bir kıvılcım düşer gönül hanesine,
Sessiz bir yakarış, gizli bir name.
Gecenin koynunda, yıldızlar şahit,
O gönül, bir seher vakti,
seni gönül alana eriştirir.
Hasretin rüzgârı eser,
savurur umutları,
Ama bil ki, her savruluşta
gizlidir vuslatın sırları.
Aşk bir tohumdur,
ekilir kalbin en derinine,
Gözyaşıyla sulanır,
sabırla beklenir yeşermesi.
"Ben" dediğin o daracık kabuk
çatlar bir gün,
Egolar erir, nefs kaybolur,
geriye sadece "O" kalır.
Yoklukta var olmanın
sırrına erer ruhun,
Damla iken ummana karışır,
fenafillaha ulaşır.
Semazenler dönerken,
etekleri aşkla savrulur,
Her dönüş, bir arayış,
bir yakarıştır Sevgili'ye.
Ney'in feryadı yükselir,
ayrılığın acısını dillendirir,
Ama o feryatta gizlidir,
vuslatın en tatlı müjdesi.
Çünkü ayrılık, kavuşmanın habercisidir
can gözüyle bakana,
Her "hiç"liğin ardında,
sonsuz bir "varlık" gizlidir.
Gönül bir ayna olur,
yansıtır ilahi güzelliği,
Kainat bir kitap olur,
okunur her zerresinde O'nun ismi.
Aldığın her nefes,
bir zikir olur dudaklarında,
Gördüğün her varlıkta,
O'nun tecellisini seyredersin.
Artık ne gam kalır ne keder,
sadece bir huzur, bir teslimiyet,
Çünkü bilirsin ki, her şey O'ndan
gelir ve yine O'na döner.
Kıvılcım ateşe dönüşür,
ateşte yanar, kül olur,
Ama o küllerden doğar,
ebedi bir aşk, ölümsüz bir ruh.
Gönül hanesi artık bir dergâh olur,
aşkın merkezi,
Ve sen, o sonsuz aşkın içinde,
bir "hiç" iken "her şey" olursun.
Kayıt Tarihi : 30.5.2025 21:39:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!