🎬 “Kazancı’da Sinema Vardı” – Sayfa 1: Işık Hüzmesiyle Başlayan Geceler
Kazancı’da sinema, bir eğlence değil, bir kaçıştı. İsmet Usta’nın eviyle Akif Usta’nın yeri, köyün iki kutsal salonuydu. Akşam olur olmaz, yüksek volümden “Harmandan Gel Harmandan” çalardı. Köylü, tarlasından, davarından döner, tahta sıralara bir saat önceden otururdu. Yumruk kadar bir delikten çıkan ışık, iki kasnak arasında döner, bize başka bir dünyanın kapısını aralardı.
🎬 Sayfa 2: 5 Yumurtaya Sinema ve İlk Cinsiyet Algısı
Gürbüz 5 yumurtaya bilet alırdı. Biz sinema arası verilen o kısa molada ilk cinselliği gözle değil, şaşkınlıkla tanırdık. Silah patlar, yere yatar, altımıza işerdik. At kişner, biz kaçardık. Ama her film, biraz daha büyütürdü bizi. Yılmaz Güney’in bakışı, Fatma Girik’in suskunluğu, Türkan Şoray’ın gözyaşı bizim ergenliğimizin ilk öğretmenleriydi.
Böyle mi görünür gökyüzü her zaman?
Her zaman güzel mi bu kadar,
Bu eşya, bu pencere?
Değil,
Vallahi değil;
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta