Köygerçeği / Bölüm 10: Minibüsün Hatıra Defteri
Sabahın ayazında motor ilk öksürdüğünde, köyün uykusu bozulurdu. Yaşar Usta'nın minibüsüydü bu—dört lastik, bir direksiyon ve üstü açık dualarla dolu bir yolculuk.
Valiz değil yalnızca, köyün mevsimi yüklenirdi bagaja. — Elma sandığı öylece konmazdı; üstüne ince yazmalı bir bez serilirdi. — Üzüm sepeti, sırıkla taşınıp dikkatle yatırılırdı. — Un, bulgur… her çuvalın üstü kurban bayramı gibi işlenmiş olurdu.
Muavin en son çıkardı evden. Para toplarken eksik alana değil, "geçen sefer de üstüyle geldin" diyen kadına çatardı. Ama lafı uzatmadan da bir gülüş bırakırdı ardından.
🚦Benzinliğe girildi mi, girilmedi mi bilinmezdi. Ya da belki “girmiş gibi yapıldı”—çünkü minibüs hep kokardı: çöğdürüğün ve eksik benzinliğin karışımıyla.
Üst bağaldan bir valiz yuvarlandı mı? Evet. Boğa Tepesi’nden aşağı süzüldü valiz, ardından muavin koştu: “Valiz değil o, köy hatırası!” dedi. Koşarken ayağındaki lastik ayakkabı patladı ama o durmadı. Çünkü bazı yükler eşya değil, emanetti.
📍Alakörü’de mola verildi—ama yalnızca yaşlıların tuvalet bahanesiyle özlem gidermesi içindi. Minibüs değil artık bu… bir mekik dokuyordu köyle şehir arasında. Bir yol çizgisi değil, iki yürek arası nabızdı.
İbrahim Şahin 2Kayıt Tarihi : 2.7.2025 22:51:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!