Acı olgunluğun ilk adımı..
Belki bilseydim böyle olduğunu hiç emeklemezdim.
O zaman da seni göremezdim, biliyorum.
Aşkın ne olduğunu da öğrenemezdim.
İşte,aşkı ve daha sonrasında..
Acısını öğrenme isteği,
Ağladığım gündüzlerden fazla bir şey yok elimde
Kanayan yaralarım durmaz oldu sen gidince
Şelaleler yarattım gözyaşlarımdan
Anca ölünce ayrılırım senin vücudundan
Mezarda da beklerim seni unutmam asla
Bir akşam vaktinde kapımı çalsan
Ansızın karşıma çıksan diyorum
Küllenen ateşi yeniden yaksan
Beni yüreğine sar istiyorum
Sana hayatımı, canımı versem
Simsiyah rüyalarda
Sensiz iklimler, sensiz vatanlarda
Okyanusların gözyaşlarımın yanında
Hiçbir anlam ifade etmediği zamanlarda
HATRIMA GELİRSİN
Ben sana geceyle gündüz arasında aşık oldum yar
Ne tam sıcaktı bu kadar havalar, ne de ayaz başlamıştı
Ben seni geceyle gündüz arasında sevdim bi tanem
Yüzün, gözün kadar berraktı gökyüzü, bir o kadar da günah kadar karaydı
Artık gece de gündüz de bizdik, ben seni sende sevdim
Nostaljik bir şarkıda gizlenen ezgilerdi saflığım
Bahar akşamının kokusuydu yalnızca elde kalan
Hiçbir giden söylemedi ki kalanlara çiçeklerle beklendiğini bu yollarda
Anlatılan masallara uyku ekleyerek silinen yalnızlıkların tadını da öyle…
Isıtılan simit sarışınlığıydı aptallığım
gençken
benim kanım deli, gözüm kara,
nerde mazlum görsem koştum peşisıra
altı sağlam, üstü kara
siyaha bakarken beyazdan soğuktular
gözleri kobalt mavisi
kızların uğruna ölebilecekleri
bir damla gözyaşıyla
sonsuzluk içinde sevişleri
yeşilden arınmış arsız gece
Nedense senin beni terkettiğine artık üzülemiyorum
Ama yine her nedense hala acı çekiyorum yokluğunda
Ben terkedildim bir sevenin sevgisi uğrunda demiyorum da
Birde kalkmış çektiğim acıya minnet ediyorum
Bir halt adlediyorum hayasızlığımı
Kırık camdan dünya paramparça görünüyor
Simsiyah gökyüzünden yıldırımlar fırlıyor
Yapmacık karakterler uykularından kalkmış
Bütün çamaşırlar ortalığa dağılıyor
Avuçlarımda olanca ağır bir hayat var




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!