Sabahattin Ali nin Kuyucaklı Yusuf romanı, yayınlandığı tarih olan 1937 den bu yana güncelliğini hiç kaybetmemiş ve Türk roman tarihinde bir kilometre taşı olmuştur.
Bu yıl, yani 2007 de Kuyucaklı Yusuf un yayınlanışının 70. yılına ulaştik. Bu 70 yıl içinde kaç kitap unutuldu ve tarihe karıştı, ama Kuyucaklı Yusuf un okuru hiç eksik olmadı.
TRT, Kuyucaklı Yusuf’un filmini zaman zaman gösteriyor ve ben bu filmi, sanki ilk kez izliyormuşum gibi, bir kez daha izliyorum. Bazan da kalkıp, kitaplığımdan Kuyucaklı Yusuf’u çıkarıyorum ve Kuyucak’tan, Edremit’e uzanan bu serüvenin bazı sayfalarını okuyorum.
Sabahattin Ali, Almanya daki ansiklopedilerde, Sait Faik le birlikte, Modern Türk Edebiyatı nın kurucusu olarak tanıtılır. Nitekim, Kuyucaklı Yusuf’a olan ilginin devamlı var olmasının nedeni de burada yatar. Yani o, Türk romanında bir devrim yaratmıştır ve bir de Kuyucaklı Yusuf’a ilgi çekici bir içerik bulmuştur.
Sabahattin Ali den önceki yazarlar, bunlara örnek olarak Halide Edip Adıvar, Yakup Kadri Karaosmanoğlu ve Reşat Nuri Güntekin i sayabiliriz, romanlarında daha çok cumhuriyet düşmanı ve yobaz bir takım insanları işlemişlerdir. Oysa S. Ali, adı geçen romanında kasabadaki eşrafa ve ezilen insanlara dikkat çekmektedir. Sabahattin Ali bir bakıma Orhan Kemal ve Yaşar Kemal gibi yazarlara öncülük etmiştir.
Kuyucaklı Yusuf sade bir dille anlatılmıştır ve okuru yoran bir karmaşıklık yoktur. O nedenle kitap rahat okunuyor.
Bu öykü bir köylü çocuğu olan Yusuf un öyküsüdür, başka bir deyimle, bir yetimin öyküsüdür.
Olaylarların birbirini kovaladığı roman şu cümleyle başlar:
‘1903 senesi sonbaharında ve yağmurlu bir gecede, Aydın ın Nazilli kazasına yakın Kuyucak köyünü eşkiyalar bastılar ve bir karı kocayı öldürdüler.’
Ve bu cümleyle kişi kendini romanın içinde bulur.
Bu baskında ölen karı koca Yusuf un annesi ve babasıdır. Öksüz kalan Yusuf u kaymakam Selahattin Bey evine alır. Kaymakamın hanımı Yusuf un eve gelmesine karşı olsa da, eşinin isteğine boyun eğmek zorunda kalır.
Kaymakamın ‘Muazzez’ adlı bir kızı vardır ve yaşı Yusuf tan biraz küçüktür. Yusuf ve Muazzez birlikte büyürler ve birbirleriyle iyi anlaşırlar.
Bir gün eşraftan Hilmi Bey in oğlu Şakir, bayram yerinde, salıncakların yanında Muazzez’e laf atar.
37. sayfada bu olay şöyle anlatılır:
‘...Şakir bütün çehresine yayılan pis bir sarhoş gülüşüyle yanındaki salıncağa, Muazzez e bakıyor, başının şaşkın hareketleriyle, iki tarafa uçan salıncağı takibe uğraşıyordu.
Birdenbire başındaki oyalı yemeniyi çıkararak tam yanıbaşından geçen Muazzez in salıncağına attı. Muazzez korkak bir çığlık kopardı. Ali derhal kolan vurmayı keserek salıncağı durdurmaya çalıştı. Hacı Rıfat ın İhsan, şimdi büsbütün yıkılan Şakir i tutmaya, aynı zamanda muvazenesi bozulan salıncağı düzeltmeye uğraşıyordu. -
Bu sırada Yusuf, İhsan a yaklaşır ve Şakir i kastederek: ‘İhsan, ne istyor bu itoğlu’ der.
Bunun üzerine Şakir tabancasına davranır, ancak Yusuf yumruğunu vurmada daha tez davranır. Yere düşen Şakir e iki de tekme atar.
Yusuf, Şakir i dövmesiyle kasabadaki eşrafa en büyük hakareti yapmıştır ve onun kaderi çizilmiştir artık.
Evet, bu enteresan roman böyle başlıyor ve aynı heyecanla devam ediyor.
Kitaptaki doğa betimlemeleri insanı Kuyucak - Edremit arasında, yani Ege de bir geziye çıkarıyor.
Ben burada Kuyucaklı Yusuf un tümünü anlatmak istemiyorum, çünkü kitabın kendisini okumak çok daha zevkli ve heyecan verici. Bu yaz günlerinde, ‘okuyacak bir şey bulamadım’ diyenler ve henüz okumamış olanlar için öneriyorum.
Hüdai ÜLKER
Hüdai ÜlkerKayıt Tarihi : 18.7.2007 22:04:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Hüdai Ülker](https://www.antoloji.com/i/siir/2007/07/18/kitap-tanitimi-kuyucakli-yusuf.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!