İki ağacın sırrını çözmek için onun gövdesine bakmak gerekir,
Ama yetmez,özüne bakmak icap eder,ama o da yetmez;
Çünkü bir ağacın sırrının gömüldüğü yer ta köklerine değin iner.
Biliyor musunuz ki; dünyadaki tüm yok edici vukuatlları insanlar yapar
Ama ağaçlar suçlanır?
Çünkü ağaçların fazlası azını -azın da fazlasını öldürmek gibi bir derdi yoktur.
Bu yüzden örnek olarak ağaç verilir.
Fakat ağaçlar masumdur-sırlı insanlarınsa onların köklerine inmek lazım gelir.
Lakin o kadar insani yanlarımız yaşamsallıkla donanımlı değildir.
Hayır mı?
O halde şuna bakalım!
Her sır bir yaşamı savunmaz ve her sır da bir ölümü gölgelemez.
Bazısı yaşamsal gibi etrafındakileri izler,ve sessizdir.
Bekler bekler, ta ki; güvenecek bir kök daha bulana dek bekler.
Bazısı da ölümseldir,yaşamsallığı altüst eder,kepazenin tekidir, ve rol yapmaya devam eder.
Şöyle ki; onun kökü daha oluşumdayken ölümselliği tatmıştır.
Ama bunu size söylemez,oyun oynar; çünkü oyunlar daima sağlıklı değildir.
Ben hastayım demek ister ama her şey yok olduğunda,o da belki.
İyi veyahut kötü sırlarla yaşam sizce de fazla yorucu değil mi?
Birileri yaşamlarına hastalıklı devam edecek diye, siz hâlâ niçin ölülerlesiniz?
Biliyorum,ölüler zarar vermez.
Ama çözüm değildir bu,her yaşam -başka bir yaşama bağlı ise-zincir ve halka ise,
O halde çevrenizdeki insanları öldürüp de-yaşıyormuşsunuz gibi,yaşatıyormuşsunuz gibi,yapmaya devam etmeyiniz.
Zira kimse aslında sırları sevmez; bir aslı olduğu,bir özü olduğu,bir kökü doğduğu için.
Kayıt Tarihi : 11.1.2016 04:49:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!