11 Mart 2013 Pazartesi 02:48:48
“KREUTZER SONATI” (TOLSTOY) Adlı Kitaptan Kısa Bir Anlatı:
/ Sigarasını tüttürüyor! . / Kararlı bir tavırla / döndü! . / Konuşmaya başladı! . / Ahlaklılığın en yüksek derecesine inanıyordum! . / Evliliğin bir iyilik, bir rahatlık, bir şiirlilik ülkesi olduğuna inanıyordum! . / Karşılıklı aşkımız son derece yüksek olacaktı! . / Bu yüksek düşünceler bana bir mutluluk ruhu aşılıyordu! . / Maceraları da hayatımın tek amacı, tek işi olarak kabul etmedim, hiçbir zaman! . / Meselenin kökünün nerede olduğunu anladım! . / Ne olması gerektiğini anlayınca da / saf, yüksek bir aşkın düşünü kurarak, / ruhi bir gelişme geçirmiş! . / Bir çeşit düşte yaşıyor, Tanrı’ya beni bundan kurtarması için dua ediyordum! . / Kurtuluş ümidim vardı! . / Yalnız olması gerekeni değil, olanı düşünün! . / Burada temiz, masum, saf genç kızlar var! . / İşte yapılması gerekli olan bu! . / Gün ışığına çıkacağı bir gün gelecek elbette! . / Sesi daha yumuşak, daha belirli bir anlam kazanmıştı! . / / Evlenmek, kendime en saf bir aile hayatı sağlamak, bu ülküye uygun bir genç kızla tanışma umudumu hiç bırakmamıştım. Böylece otuz yaşıma geldim. Bu isteğime uygun kızları aradım, durdum! . / Saf bir kız arıyordum! . / En sonunda, bana uygun görünen bir tanesini buldum! . / Kayıkla gezmeye çıktığımız ay aydınlığı bir gece, geri dönüyorduk. Kızın yanında oturuyor, lüle lüle saçlarını, / seyrediyordum! . / Birden, karım olacak kadının bu genç kız olduğuna karar verdim! . / O akşam, o da tüm düşünüşlerimi, niyetlerimi anlıyormuş gibi geldi bana. Bir yankı gibi, düşündüklerimi, duyduklarımı tekrarlıyordu! . / Gerçekte ona yakışan şeyler, saçının lüleleri! . / Yanında geçirdiğim o günden sonra, onunla daha uzun süre bir arada olmaya, yakınlığı ilerletmeye karar verdim! . / Güzel bir kadın saçma sapan da konuşsa dinlersiniz! . Bu saçmalıklarını değil, zekice sözlerini duyarsınız! . / Siz yalnız çekici, alımlı görünüşüne kaptırırsınız kendinizi! . / Bu güzel kadını sizin gözünüzde harikulade akıllı, ahlaklı yapar çıkar! . Büyülenmiş gibi eve döndüm o akşam! . / Onun ahlak mükemmelliğinin ta kendisi olduğuna karar verdim. Karım olmaya değecek tek insandı! . / Başımızı sokmadıkça aklımızın yerine geleceği yok! . Bu işin şaka olmadığını, ciddi bir sorun olduğunu kabul eden temiz delikanlılar yok değildi! . / Geçmişimi, hele son ilişkilerimi başkalarından öğrenmesindense benden öğrensin diye vermiştim hatıra defterimi! . / Biz konumuza dönelim! . / Önyargıları bırakabilsek! . / Sorunu kökünden çözmek gerekirse, / saygı gösterilir! . {11 Mart 2013 Pazartesi 03:33:47}
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta