Kıssa Şiir- Sadakat Şiiri - Nurettin Sevim

Nurettin Sevim
986

ŞİİR


10

TAKİPÇİ

Kıssa Şiir- Sadakat

Bir zamanlar büyük bir zat.
Yıllarca talebelere,
İrşat derslerini verir.
Ve onları irşat eder.

Kalpleri rüşte erdirir.
Öyle bir zaman da gelir.
Talebeler kalp gözüyle,
Şeyhlerini “Şaki” görür.

Bunu gören talebeler.
Şeyhlerinin dergâhını
Birer, birer terk ederler.
Şeyhin dersine gelmezler.

Yalnız müritlerden biri.
“Şeyhimi terk edemem” der.
Aldığı dersi düşünür.
Dergâhında sebat eder.

Üstat talebeye sorar:
-Arkadaşların nerdeler?
Talebe nasıl söylesin?
Dergâhı terk ettiler desin.

Olanları söyleyemez.
Ama hoca ısrar eder.
Nihayet sadık talebe.
Şeyhine doğruyu söyler.

-Arkadaşlarım sizleri
“Şaki” olarak gördüler.
Bunu duyan o büyük zat.
Talebesine şunu der:

-Evladım ben bu halimi,
Tam kırk yıldır görüyorum.
Ama Hakk’ın kapısından.
Başka kapı bilmiyorum.

Bu nedenle ayrılmadan
Sabır sebat ediyorum.
Bundan başka kapı varsa,
Bende girmek istiyorum.

Şeyh bunları söyler iken.
Rahmet kapısı açılır.
Şeyhin ismi Şakilerden,
“Said” ehline yazılır.

Kıssadan Hisse:
RAHMET KAPISI

Hakk’ın rahmet kapısından,
Ayrılmamak ne güzel şey.
Sebat edip arkasından.
Savrulmamak ne güzel şey.

O kapının eşiğinden,
Başka yere gidilir mi?
Seni yaradan dururken.
Kula kulluk edilir mi?

Ne zaman düşersen dara.
Kurtuluşu orda ara.
Teslim ol da er huzura.
O kapı terk edilir mi?

Allah’tan ümit kesilmez.
O; kullara hiç zulmetmez.
Sen samimi olur isen,
Zannetme seni affetmez.

Nurettin Sevim
Kayıt Tarihi : 8.4.2014 07:25:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!