Resulullah (sav) mescidinde,
Bir hurma kütüğü vardı.
Hutbe irad ederlerken,
O kütüğe çıkarlardı.
Bir gün mescidin içinde,
Bir minber inşa ettiler.
Kütüğü yerinden alıp,
Şöyle köşeye ittiler.
Kütük bile Peygamberden,
Nasıl ayrı kalacaktı?
Belli ayrılık ateşi,
Onun da içini yaktı.
Devenin inlemesi gibi.
Kütük öyle bir inledi.
Çıkardığı garip sesi,
Bütün cemaat dinledi.
Peygamber yanına gitti.
Susturup, teselli etti.
Belki kıyamete kadar,
Ağlayıp, inleyecekti.
Kıssadan Hisse:
PEYGAMBER SEVGİSİ
Canlı, cansız tüm varlıklar.
Onun hasretiyle yanar.
O’nun o engin sevgisi,
Bütün mahlûkatı sarar.
O canların cananıdır.
Hasreti yakar herkesi.
Dertlilerin dermanıdır.
Dermandır onun nefesi.
Ona aşık kurtlar, kuşlar.
Yanına geldi ağaçlar.
Onun peygamberliğini.
Tasdik etti çakıl taşlar.
Çölde yeşerdi umutlar.
Ona gölgedir bulutlar.
O dünyaya geldiğinde,
Kâbede yıkıldı putlar.
Hasreti yaktı özümü.
Yaşlar doldurdu gözümü.
Rabbim nasip etsin bana.
Ravzana sürsem yüzümü.
Nurettin Sevim
Kayıt Tarihi : 11.6.2014 08:01:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!