Birkaç derviş, bir tekkede,
Ermiş, bilge bir kişiye.
Merak edip te sormuşlar.
“Gerçek dostluk nedir? ” Diye.
Gerçeklerle, sahteleri.
Durun demiş, “Göstereyim.”
Onlara o bilge kişi.
“Sizlere bir ders vereyim.”
Hepsi oturmuş yerine.
Önce hazırlanmış sofra.
Kaşığın sapı bir metre.
Bir tas çorba gelmiş sonra.
Sofrayı kurmuş ortaya.
Gerçekten dost olmayanı.
Davet etmişler sofraya.
Sevgisi dilde olanı.
Onlara şunu söylemiş:
“Şöyle sofraya buyurun.
Kaşığı ucundan tutup,
Siz karnınızı doyurun.”
Kaşıkların sapı uzun.
Her tür yolu denemişler.
Çorbayı döküp saçmışlar.
Bir kaşık içememişler.
Sonra gerçek dost olanı.
Sevgisi kalpte olanı.
Buyur etmişler sofraya.
Hatırlatmışlar kuralı.
Yüzleri gülen insanlar.
Karşılıklı oturmuşlar.
Birbirlerine yedirip,
Karınları doyurmuşlar.
Kıssadan Hisse:
GERÇEK KARDEŞLİK
Hırslıdır çok insaoğlu.
Sade kendini düşünür.
Sadece soğuktan değil.
Sevgisizlikten üşünür.
Kalbinde haset olanlar,
Birbirleriyle dövüşür.
Gerçekten kardeş olanlar.
Ekmeklerini bölüşür.
İşte böyledir kardeşim.
“Kim bu hayat sofrasında.
Sade kendini düşünür.
O aç kalır sofrasında.
Kim kardeşini doyurur.
O da doyar sofrasında.
Alan değil, veren olun,
Bu dünyanın sofrasında.”
Kendin için ne istersen,
Kardeşin için de iste.
Kimselere minnet etme.
Sadece Allah'tan iste.
Nurettin Sevim
Kayıt Tarihi : 9.1.2014 22:12:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!