Dünyanın küçücük bir ülkesi varmış. Bu ülkede her şey taşların altında gizli imiş kimininin kısmeti ayağına takılırmış artık kısmeti büyük, küçük iyi yada kötü kimisinin kısmeyinde de taşa takılıp düşmek varmış.Yere düşüp dizleri parcalanırmış. Ama yerden kalkınca kısmeti acılarını unutturur yüzünü güldürürmüş. Taşların üstünde bu falancanın kismeti diye adı yazarmış. Ancak gönül gözü açık olan bu yazıyı okurmuş. Bende okudum ama dokunmadım Çünkü benim adım değildi merak bile etmedim yürüdüm yürüdüm kendi kısmetimi bulmak için demir carık demir asa erittim öldüm öldüm dirildim herseferinde umutla aradım kısmetimi bulmak için bir gün bir kayada rastladım benim kısmetimdi işte adım yaxıyırdu ne büyük ne sertti bukaya granit sanki adımı okuyunca ağladım senin kısmetin bu kayanın altında yazıyordu kayada kaldırmak imkansızdı oysa cok büyüktü bu kaya.,vurdum balyozu kısmetimin canı yandı. Başladı ağlamaya ne vurabiliyorum nede kaldırabiliyorum. vursam kısmetimin canı yanıyor, vurmasam benim canım yanıyor o kayanın altında inliyor. ben etrafında kayanın ellerimi açtım Allaha yardım et bana ya cıkar kısmetimi kayanın altından yada koy benide yanına.
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta