Baktınız kıskanılıyorsunuz,
İşi inada bindirip şahlanın.
Biliyorum; sizden daha çok nefret edecekler.
Hiç sevmediler ki zaten,
Sevgiyi katledip mezara koyduklarından.
Kıskanmakla kalmayıp, dallarınızı taşlayacak,
Kırılan kanatlarınızı yollarınıza döşeyecekler
Canınızı daha çok acıtmak için.
Düşmeniz onları mutlu edecek
Kendileriyle bir türlü barışık olamadıklarından.
Masumca bir oyun oynadıklarını zannedip,
Hep bir aldanış içinde olacaklar.
Kıskançlıklarını, yıllara, yollara yayıp,
Dilleriyle, yüzlerinin tuvalinde sergileyecekler.
Bir bakışta anlayacaksınız kalplerindeki kiri.
Öyle ki; aynaya bakıp bakıp,
Yüz güzelliğinizi bile kıskanacaklar
Kalp güzelliğini bilmediklerinden.
Kendi görüntüsünü size lakap olarak takanı,
Aynı kalıpta olanlar,
Bozuk plak olduklarından tekrarlayacaklar
Kolladıkları depremin coşkusuyla.
Biran da içlerine düştüğün için,
Canının acısıyla isyan edip
Maskelerini yırtacaksın tek hamlede.
Uysallığına alışık olduklarından
Apar topar sindirmeye kalkacaklar.
İşte o vakit!
Haksızlığa damarından şahlanıp,
Tozu dumana katacaksın.
Hoşgörünün hesinden bir haber olanlar,
Lakin biz hoşgörü bekliyorduk deyip
Arsızlığın tabanına vurarak
İnlerinde arkandan konuşacaklar
Timsah gözyaşlarıyla.
Üzülme! ''Güneş balçıkla sıvanmaz.''
Ürküp, başına taç etmekten korkma!
Doğruya deneyle ulaşılır.
Kolay değil,
Kusur bulmak için başkalarına dört boyutlu bakıp,
Kendine kör olanların içinde erdemini korumak.
Hatırla, Kabil ve Habil'i...
Düşmanlığın tohumunu kıskançlık attı.
Kalbini içeriden düğümleyenleri,
İnsanlığa açmak zordur.
Yolunu ayrı tut ki nefsin insanlarından
Alıkoymasınlar seni insanlığından.
Kayıt Tarihi : 12.10.2015 20:26:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)