Kişisel Gelişim
Seçenekler çoğalınca, insanların aklı karışıyormuş; seçenekler sınırlanınca, galiba insanların aklı bile kalmıyor!
Parfüm alırken olur bende; birkaç tane kokladıktan sonra, kokular karışıyor ve önceden bildiğime, denediğime yönelmek zorunda kalıyorum. Kafa karışıklığı da buna benzer! Olası senaryolar artınca insan en eski öğretiye, daha bebekken öğrendiğine kaçıveriyor! Ne de olsa denenmiş! Yenilik, güme gidiveriyor! Bu nedenle yeninin kabulü kolay olmuyor! Doğru olup olmamasından ziyade yeni olması özellikle ezber eski öğretilere uygun görünmemesi kaçma nedeni! Bunu eleştirmiyorum, sonuçları açısından inceleyeceğim!
Bin yıllardır insanlar dededen toruna bazı nakilleri kendi ortamında ezber etmiş ve hayatının tüm aşamalarına yaymış! Bu ezberler; ahlak kuralları, dinsel öğretiler, geleneksel davranışlar olabilir! Hatta eski zaman filozoflarının öğretileri de olabilir! Yeniye olan direnç her durumda olumsuz değil elbet! Önyargılar insanları olası tehlikelerden korur! Sütten ağzı yananın yoğurdu üflemesine benzer! Dibi görünmeyen suya balıklama atlamamak gibi…
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.