gece, yağmur bereketi ile kurulan soframızda
elleri nasırlı bir garip balıkçıydı
açılmış sohbet beyaz buğulu çay bardaklarıyla
gazete manşetlerine nispet
dünü anlatmamaya yeminli
ki, olan olmuş zaten; artık çok geçti! ...
ki, şimdi; bir anda dün olurken
gelecek en büyük belirsizlik,
ölüm ise hiç bilinemeyendi
gece, yağmur bereketi ile kurulan soframızda;
yaşamı bakış açına bağlı,
ortalama bir yolda
ki, çıplak gözle görülendi...
kıyısında hiç gitmediği camdan bir mabet
ki, içi sır kaplıydı...
duvar dese; duvar,
kapı dese; kapılar açılacak
ve hatta kapanacaktı...
gece, yağmur bereketi ile kurulan soframızda;
şafak yaklaşıyordu
susuyordu!
duyuyorduk
ve gülüyorduk terlememiş bıyıklarımızla
korkuyordu!
ki korkuları, olasılıkların çocuğuydu
içinden geçiyordu isyanlar
içine işliyordu sözler, gözler...
anlam çatısında gözleri kuruyordu;
içinden çağlıyordu; duyamıyordu...
gece, yağmur bereketi ile kurulan soframızda;
yeniden doğmayı öğrenecekti, ölümü yaşayarak! ...
Kayıt Tarihi : 28.7.2008 22:19:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!