Ürkek bir ardıç kuşu gibi gelirsin ötelerden
Abrul bulutlarında kaybolan utangaç güneşler gibi
Göz açıp kapayıncaya kadar gittiğin yönde kaybolursun
Şaşkına dönerim adresini karlı dağlara sorarken
Önce atardamarlarımda donuverir yalnızlığından üşüyen bakışların
Uçuk griden daha koyu bir esmerlik
Kabus olup dört yanımı sararken bir umman gibi
Bütün varlığını benden alır
Ve sonra hurdaya döndürür yüreğimi
Yerleri belirsiz dipsiz kuyulara salarken
Tedirgin bir göç saatini aralar zaman
İmgesel iç yolculuğum çıkrık oluyor içimde
Birbirine hiç değmeyecek yaşamları sararken
Nice sevda sözlerim öksüz çocuklardan farksızdır, o an
Bildiğim nehirler mavisi gözlerin yıldızlar gibi
Sendeki her şeyimi alıp, kaybolur
Yılgınım, örselenmiş ve suskun
Yalnızım bağ bozumlarından arta kalan gazellerimi toplarken.
Üzülme yaralarım,kanama boşu boşuna,
Dermansız kal öylece...
Varsın iflah olmaz bir geriye dönüş olsun, yaşam
Dalında sessizce solarken.
Bilirsin ki
Mağrurdur başlarken her aşk, tutuşup kavrulurken...
Mahzundur sönen her aşk, kül olup savrulurken...
Kayıt Tarihi : 9.12.2007 08:56:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Mahzundur sönen her aşk, kül olup savrulurken...
Akşam akşam hüzünlendim işte şimdi...
çok doğru bir tesbit...
TÜM YORUMLAR (20)