Kısa Kısa Kısa2 Şiiri - Akif Tütüncü

Akif Tütüncü
854

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

Kısa Kısa Kısa2

Şelalenin altında ki
köpükleri
beyaz gül sanıp
dostlarıma vermek için
atladığımdan beri
...biliyorum
dostluk
canımı açıtıyor
..............
Herkesin açarak girdiği kapıya
kapatarak girmeye çalışan
şairdir
............
Sade kelimelerle sevdim seni
oysa sen
anlaşılmayan imgeymişsin
...............
Balık olmadığımı
anladığımdan beri
su üstünde
yürümeye çalışıyorum
..............
Kollarımın kanat olmadığını anladığımda
kırılmıştım
oysa hiç bir dost bildiğim dememişti
içlerin de yara bandı olmadığını
...............
Hayat beni topaç sanıp
çevirdikçe
yer yerine
içim oyuluyor
.............
Hayata elimi atıp
yakaladığım kelimelerle
şiirler yazmaya çalışıyorum
bazen yek geliyor
bazen düşeş
.................
Arjantinde açan
çiçekle
burda açan
çiçeğin aynı koktuğunu
anladığımdan beri
eşitliğe inanırım
...............
Herkesin hayatı
başlangıcı ve bitişi belli olan
düz bir çizgiyken
benim ki her tarafı yamuk bir üçgen
.........
Hayatımı bestelemek için
hep nota çalmak istedim tanrılardan
cezamdır yeteneksizliğim
.............
Suyla
ateşin
sevdası gbidir aşk
yaklaştıkça
buharlaşırsın
............
Hayatımı hep açık ettğimden
sürekli rüzgar alırdı
ondandır sürekli gribim
............
Herkes sandalyenin
kırık ayağını düzelterek
eşitlemeye çalışırken
ben sağlam ayaklarını
keserek eşitlemeye çalışırdım
...........
Herkes yaşamayı seçerken
ben şiiri seçtiğimden
hep cezaladırıyor
hayat beni
...........
Günler
damla damla
hayatıma döküldüğündenmidir
çukura düşmüş hissediyorum kendimi
............
Gülün yaprakları
sevilenlerde
dikenleri
sevenlerde kaldığından
hep acır
sevenlerin canı
..........
Yıllarca babamı beklemek için
eyvana asıtığım bakışlarım
hala gelmediniz diye
göremiyorum
bana ihanet eden dostlarımı
........
Her çocuğun
burnunu dayayarak korunduğu
bir yastığıı vardır
............
Tik tak
Tik tak
çocuk olmaya çağırıyor
baş ucumdaki
babamdan kalan
Garlı saat
.............
Solungaçlarım olmadığındanmıdır
hayata
yüzemiyorum
................
Küçük serçe parmaklarımı
yıllarca emdim diye
ellerimi anne bilirim
............
Elimin izi
hep
çenemde kaldı
küçücük parmaklarımla bilrlikte
yıllarca babamın gelişini
beklediler diye
...........
Deli olmak istedim
yorduğu için hayat beni
mahkumsun dedi hayat
insanı sevmeye
..............
Popüler olmak için
kalbimden hüzün çaldım
oysa kırmızı burunluymuş
kelimelerim
............
Avuçlarımdaki yangını görenler
ateş böceği sanıyordu
vurgun vurmuştu oysa
gözlerin
.............
Mum karanlığı yakınca
hissetmez ya
küçük bir parçası sanıp
oysa güneşin habercisidir o
yakında gelecek
...........
ayakkabılarını liman yapıp
gözlerimde ki denizi dökerdim içine
kalbim sana yüzen gemi olsun diye baba
..................
ayakkabılarını liman yapıp
gözlerimde ki denizi dökerdim içine
kalbim sana yüzen gemi olsun diye baba
................
Kaç kişinin babası
bir kapıdaki el izidir
bilmediler evimizin ahşap kapısını götürüp
bir sobada yakanlar
.............
Bir fidan daha toprağa dokunmadan
Yorgundur
................
tapusu olmayan kelimeleri
istimlak ettim
ondandır her afette
yıkılır şiirlerim
.............
sürekli kelimelerle konuştuğumu görenler
deli sanıyor
bilmiyorlar ki bana cevap veriyorlar
................
Hayatı doğumla
ölüm arasında süren
düz bir ip sananlar yanılıyorlar
şairler o ipi alıp
binlerce kelimeye bölerler
............
hep düşünmüşümdür
yaprak düşerken yere
neden almaz ağacı yanına
...........
Doğumumun
acıya gömülmek olduğunu bilsem
doğarmıydım
..........
‎ 15.08.1968
bu tarih bana bir şeyi hatırlatıyor
bir şeyi
Bir adım attım hayata
ne kadar geri dönmek istesemde
dönemiyorum bir daha
..............
Anneme kök salmışım
çıkamıyorum hayata
.............
Çayıma dem atacak
biri olsun diye hayatımda
seni sevdim
............
hayatla
sırrımız hep
aramızda kaldı
ondandır göğsümü yaksada
açıklayamam
içimdeki yangını
............
şiir rengarenk
kalemlerle
kelimelerin
örülmesidir
.............
Tarihte iz bırakan
yazılar yazmak için
seni sevdim
oysa sen
senin için sandın
..........
Gözlerini
bana
bıraktığın
halde
görüyormuşsun
...şaşkınım
senin
gördüğün
gerçek
değilki
..............
Aşk
benim
kovalayıp
senin
kaçmandır
.............
seni yazıyordum
yazıyordum
bitiremiyordum
oysa sen
seni
tek kelimede anlatıyordun
..............
Ben aşkımla
seyehat ederken sana
sen
bensizliğe kanal açıyordun
boğuluyordum
...............
Bana seni yazdıran
sensizliğim
..............
sen olmasanda
seni yazardım
zira ben
ne olmayan kadınları var ettim
...................
Toprak atarak bir hayat yazılırmı
yazılır
kalem değildir kağıtta sevgiyi yaşatan
bazen kalpte tanelenip anlatır
.................
Seni sevmek için az biraz hüzün gerekir
birazda göz ağacımdan yaprak dökülmesi
keza buharı suyuma çekerim
mezar taşımın üstüne dilimi
vururum gönlüme bir kaç kazma
...üstüme bir kaç toprak atarım
seni her gördüğümde
..............
çocuklar bez bebekle
oynamayalı beri
oyuncaklar isimsiz kaldı
.............
Sürekli şarkı söylüyorum diye
beni tembellikle suçlayanlar
bilmezmisin
ağustos böceğinin ömrü
bir mevsimliktir
.............
Seni kullanmadan
seni yazmak istedim
hep silik çıktı
yazılarım
...........
Bir yıkık mezar taşı
gösterdiler
işte baban bu dediler
o günden beri
babaları taş bilirim
..............
Ölümle birlikte
gelir
doğum
.....Beni bulasın diye
yerlere kelime döktüm
senden önce
çöpçüler toplamış olacakki
hala gelmedin
............
Büyümeyen çocuk
yanımla sevdim seni
ondandır aşka acemiyim sandın
...............
çok şey değildi
senden istediğim
gözlerinden gözlerime
bir parça ışık
çalmak istedim
..............
hayatım hep karanlık
oysa hiç borcum yoktu
Elektirik idaresine
......
Bugün hiç
yaşayasım yok
sayfamdan bugünü
çıkartmak isterdim
..............
resmime bakıp
senmisin diyorlar
hayır diyorum
ben yazılarıma düştüm
...........................
Zor günlerim için
biriktirdiğim hazinemdi
yalnızlığım
..............
Gazetelerde ki
kayıp ilanıydı
mutluluğum
.............
Anne
oğlun olmayı
öyle çok özledim ki
............
içmeden yazamıyorum işte
içimin kuruyan yerleri
biraz ıslanmak istiyor
.............
Gözlerimi temizliyorum
temizliyorum
silinmiyorsun
............
gözlerime baktın
işte bukadar dedim
işte
bunun için iyiki doğdum
............
ayakkabılarıma kelime sıçramış
yürüdükçe yollarda buradan ben geçtim
diye bağırıyor
.............
gözyaşları duvardan silinirmi diyorlar
silinir
sadece yaşla ağlanmazki
bakışlarlada ağlar
en yalnız günlerimde bakışlarımı toplarım duvarlardan
yüreğimdeki torbaya
.............
Sanki yarış yapıyormuş gibi
en önde nasır olmaya koştu acılarım
sanki canımı daha çok acıtmak ister gibi
...........
neyse
bu kadar yüreğimden
kelime çaldığım yeter
eve gidip cezamı çekeyim
............
Bekledim
Bugünde gelmedin
oysa bacaklarımı
bilerek kanatmıştım
gizlice sen görmeden tabi
...bak ellerimide bağladı sahte dostlarım
utandırma artık
bildiğini biliyorum yalancılığımı
Artık bekletme
bir defa gel
birdefa babam geldi diye kapıya koşayım
............
Baba
kelimelerimin sensizliğe
ağlayacağını bilsen
yine ölürmüydün
............
Ellerimi cebime attım
bir kaç kelime çıkartmak için
bekliyorum hala gelmiyor
neyse bende şiirlerimi
avuçlarımda kanayan güleri
dökerek yazarım
............
En yakın arkadaşım
sincap
kabuklarımı kırıp
içimdeki meyveyi
kelimelere döküyor diye
............
hep bir cevizin içi olmak istedim
kabuklarım sert olsun diye

Akif Tütüncü
Kayıt Tarihi : 3.6.2011 14:06:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Akif Tütüncü