Kısa bir söz Şiiri - Gönül Bağ

Gönül Bağ
60

ŞİİR


18

TAKİPÇİ

Kısa bir söz

Akılcı ve gerçekçi insan ne sağa bakar ne sola.Aya bakar ve biz neden gidemedik diye düşünür. Eğitim ve bilimde ilerlemezsek ve yanlış yollara saparsak sadece emperyalist ülkelerin kuklası oluruz...

Gönül Bağ
Kayıt Tarihi : 1.5.2015 17:34:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Mahmut Mücahit Özdemir
    Mahmut Mücahit Özdemir

    Böylesine doğru,son derece anlamlı sözün karşısında,sadece şapka çıkartılır.Çok değerli,ne yazıkki şu andaki Türkiye´mizin durumunu ortaya koyan bir söz..Değerli şair gönül Hanımı ve anlamlı sözünü gönülden kutluyor,selam ve saygılarımı iletiyorum..++10

    Cevap Yaz
  • Serap Irkörücü
    Serap Irkörücü

    Gönül Hanım merhaba!

    Üzerine kitap yazılacak bir konu paylaşmışsınız!......

    Bu ülkenin insanlarının toplumun İslamlaşmasından bu yana bilimden ve araştırmalardan koparıldığı, bu uğurda yapılan çalışmaların yıllarca toplumdan saklandığı, büyük bir cesaretle çalışma / deney yapanların da cezalandırıldığı ne yazık ki tarihsel gerçeklerimizdir.... Hazerfan Ahmet Çelebi'yi ve Hallacı Mansur'u ilk avazda örnek verebiliriz.......

    İslamiyete geçiş dönem, eserleri olarak bilinen dört büyük kitap, o günün aydın beyinleri tarafından İslamlaşırken Araplaşmamak, değerlerimizden kopmamak için yazılmıştır....

    Kutadgu Bilig ( Mutluluk Veren Bilgi) Yusuf Has Hacip tarafından 11. yüzyılda yazılan Türk edebiyatının İLK KİTABI'dır..... Devlet yönetimini anlatan bir siyasetnamedir..... Dünya kültürlerinde ilk kitap konuları masallar, destanlar, tiyatrolar... olurken biz o dönemde böyle ağır bir konuyu ilk kitabımızda işlemişiz..... Dünyadaki Siyasal Bilgiler Fakültesi denkliğindeki bütün yüksek okullarda çevirisi okutulan bu kitabı bizim insanımız bilmez bile.... Toplumdan saklandı!.....

    Divan-ı Lügat-it Türk ( Türk Dilleri Sözlüğü) İlk dil bilimcimiz Kaşgarlı Mahmut tarafından 11. yüzyılda yazılmıştır..... Bu kitabın ön sözünde yazar açık açık ' İslamlaşırken Araplaşmamak için, bir kültürün etkisine girerken dilimizle de bunu yaşamamak için, bizim de bu kadar büyük dilimizi Araplara öğreterek kültür alışverişiyle varlığımızı korumamız gerektiği için' yazdığını belirtmiştir..... Yüzyıllarca adı duyulan ama kendi görülemeyen bu kitap Osmanlının son dönemlerinde ele geçer.... Saray uzantılı yaşlı bir hanım, evdeki değerli eşyaları uşağı vasıtasıyla satarak son günlerini geçirmektedir..... Bir gün uşağını Paşa Dedesinin kütüphanesine çağırır ve en yukarıda duran kitabı sahaflara götürerek satmasını ister, 30 altın karşılığında..... Uygurca yazıldığı için o dönemde okunamayan kitabı gören işinin ehli sahaf, hemen yardımcısını Maarif Nezaretine ( Milli Eğitim Bakanlığına) göndererek hanımın talebini de iletir.... ' 30 altın çok, alamayız!' cevabı gelir..... Padişahı nasırının ayağına ne kadar da yakıştığına şiir yazanlara Boğaz'ın yarısının armağan edildiği o dönemde bu miktar bir BİLİM KİTABI'na verilmemiştir..... Bizim bu dil bilim kitabımızı alan Hollandalı dil bilimcidir.... Şu anda bir nüshası Dersden Kral Kütüphanesindedir..... Tabii bu arada ' tavşan bayırı aşmış', Osmanlıca denilen karma ve kuralları yazılamayan bir dil oluşumu ortaya çıkmıştır.....

    Yani insanların ve toplumları geleceğini geçmişleri belirler..... Bizim bu satten sonra yapacağımız 'yaşananlardan ders çıkararak, geleceğimizi daha aydınlık yarınlara götürmek için ne yapabiliriz, bunu arayışlarına girmek', genç kuşaklara da 'izin verilseydi toplumumuzda verilmiş ama eğitime geçmemiş ve verilebilecek başarılı örneklerden' söz etmek, en azından bundan sonra bilimin ışığında ve aydınlık bir Türkiye yaratmak için kolları bir an önce sıvamaktır.....

    Dedim ya Gönül Hanım........ Üzerine kitap yazılacak konu bu!.....Söylenecek ÇOK ŞEY var ama ben kısaca değinmeye çalıştım....

    Sağ olun, var olun...... Sevgilerimle....... Saygılarımla.....

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (2)

Gönül Bağ