Bu gün hiç bir şey yapmadım
Yaralarımı sardım sessizce.
Kedilerin tüylerini yalaması gibi.
Oturdum eski kitaplarımı karıştırdım.
Altını çizdiğim cümleleri yeniden okudum.
Aralarında kuruttuğum çiçekleri buldum.
Eski şarkılar dinledim,hani sevgiliye siz diyenlerden
Çıkardım anamdan kalan tülbentleri,sardım kalabalık başımı.
Ocağa nane limon çayı koydum, grip değildim ama...
Olsun du... İyi gelir dedim kendime...
Kış yalnızlığı mıydı bunun adı?
Çekilirken biz kendi içimize, içimize....
Küçülürken pencereden gördüğümüz gökyüzü.
Eksilirken gecelerden yıldız kaymaları.
İyiyim dedim kendime.İnandı mı, bilmem....
Hoyrat zamanlardan geçerken biz,
unutulurken incelikler,kırılmış kanatlarımız
Ne yapmalı, nerden başlamlı bilemedim?
Çıkmaz ki, kırılmış kanatlar yeniden.
İyi geldi başıma anam kokulu tülbent
İyi geldi çocukluğumun şifa çayı.
Gidip incelikli bir şarkı daha dinledim,hoyrat zamanlara inat.
Kış yalnızlığı mıydı bunun adı?
Gündüzler gittikçe,gittikçe kısalırken....
_____________(21.11.2015 güncesi)
Hümeyra GünKayıt Tarihi : 22.11.2015 10:28:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Hani Orhan Veli " Beni bu güzel havalar mahvetti" der,böyle havalarda eve ekmek götürmeyi bile unutur, havanın güzelliğine kapılır gider ya... Ben de, ne havadan, ne kışın o güzel sesizliğinden, ne yaşın kemale ermesinden değil, hiç biri değil,hoyrat zamanlardan yoruldum. İnsanların sevgi dilini unutmasından, dünyanın gittikçe sevgisizliğe kayıp gitmesinden şikayetim. Her geçen gün, o iyi insanların o güzel atlara binip binip gitmesinden bunaldım. O,yüzden gittikçe içimize çekilir olduk. Eskinin kadirşinaslığını,çocukluğumuzdaki ana şefkatinin bize güven vermesini nasıl arar olduk. Mevsim kış bile değilken gündüzlerin kısalmasından, her sabah hangi acıya uyanacağız diye beklemekten yorulduk... İşte öylesine bir duyguydu yazılanlar... Dilerim tez zamanda dünya tekrar güneşli günlere, yıldızlı gecelere döner, kaybettiği sevgi dilini yeniden kavuşur diyelim...
Hepinizi saygıyla selamlıyorum,iyi yıllar diliyorum.
Bilirim: Çıkmaz ki, kırılmış kanatlar yeniden.Fakat çıkmasa da denemeliyim anam kokulu tülbenti ve çocukluğumun şifa çayını.
İyi geldi bu şiir bana...
KUTLUYORUM İÇTENLİKLE CAN ÖĞRETMENİM... SEVGİLERİMLE... NİCELERİNE...
Yaşamın devingenliği içinde koşullu olmak bir yana,söyleyecek sözümüzün çokluğu bir yana.
Bunların birinden birini öncelemek olanaksız.Burun farkıyla ilerliyor ikisi de.Biri bitince öteki de ister istemez fişi çekiyor.
İyi ki yaşıyoruz ve iyi ki konuşmak için hatırı sayılır türden sözlerimiz var depoda.
Adına ne konulacaksa konulsun finaldeki soruya değgin yanıta.Derdim o değil benim.
İyi ki yazıyorsun Şair...
Bakma başka şeye...
Güzeldi şiiriniz.Kutluyorum.
Nicelerine.Erdemle.
İnsanın kendiyle baş başa kalmak istediği anlardan biri.
Hepimiz böylesi anları zaman zaman yaşarız.
Biraz düne dönmek, biraz kendi olmak, biraz kendini dünle bugün ve gelecek arasında köprü hissetmek.
Kim olduğunu, ne olduğunu düşünmek…
Biraz kendi muhasebesini yapmak…
Adeta iç hesaplaşma…
Sanki biraz da kendini arayış. Yıpranan benini bulma…
Mevsim, yavaş yavaş insanı karamsarlığa çekecek havalara büründü. Etkilenmemek mümkün değil.
Ağaçlar elbiselerinden soyunurken; toprak, solgun yeşil atlasını yırtıp yenisine hazırlanmak üzere dinlenmeye çekilirken; gökyüzü mavi tüllerinden gri karanlık bulutlarla güneşi kapatırken insan nasıl etkilenmesin, tabiatın bunca değişimi karşısında…
Zamanlar hoyratlık yapabilir. Aslında zamanın hoyratlığı değil yaşanan. İnsanların, dost bilinenlerin hoyratlığı bu hoyratlık.
Zaman, kendi derdine kendi çare olur.
Yıprananlar, yorulanlar, yalnız kalanlar da bu süre içinde çaresizliklerinden kurtulur.
Gecelerin uzaması, kanayan yaraları iyileştirmek için gündüzlerin kısalmasına vesiledir.
Sevgi ve saygı rüzgârları esenliğiniz olsun, değerli öğretmenim.
Hikmet Çiftçi
28 Kasım 2015
TÜM YORUMLAR (14)