Günümüzde kuşatılmak;
Öyle bildik bir kuşatılma değildir.
Öyle gecenin karanlığından istifade,
Sınır güvenliği ihlali hiç değil.
Bu kuşatılma güçlünün güçsüzü teslim alması değil
Bu kuşatılma güçler dengesinden kaynaklanmıyor.
Bu kuşatılma kendi içinde;
İnce ince bir bilmece.
Bu kuşatılmayı,
Ne kuşatan,
Ne de kuşatılan konuşabilir.
Güle oynaya...
Cellatlarına aşık..
Aşıkların hazin hikayesidir.
Kalın puntolarla karanlığa yazar tarih
Üstelik hiç acımadan;
Topu taca atanları,
Kış uykusuna yatanları.
Günümüzde ne kuşatılan,
Ne de kuşatan konuşabilir.
Bu kuşatma konuşulamaz;
Yaşanır yaşatılır.
Kuşatılanların uykusu kaçmamalı
Mışıl mışıl uyumalı...
Kuşatanlar karda yürürler
Asla iz sürdürmezler..
Dumanlı havayı çok severler.
Uyandırma kerizi
Bulandırma denizi cinsinden.
Bu durum çok vahimdir
Öyle tehlikelidir...
Azınlığın çoğunluğa tahakkümü.
Öyle vahim ki,
Özgürlük söylemleri eşliğinde.
Bir ulusun sızmak iliklerine.
...
Kendi içinde
Farklı biçimde
Yol alınır ince ince...
Bu kuşatma öyle bir kuşatma ki,
Kuşatıldığında anlar biraz aklı kalanlar.
Çünkü önceden akılları alanlar,
Çünkü önce dillerini bozarlar,
Sonra kültürel yozlaşmalar...
Birlik beraberlik bitince,
Boşanmalar başlar,
Başlar yuvalar yıkılmaya,
Başlar kardeş kardeşe düşman olmaya.
Parası olan makamlara getirilir
Büyük-küçük kalmaz orta yerde,
Kimse bilemez..
Kimin eli kimim cebinde.
Tuhaf konuşmalar başlar
Mesela,nasılsın demezler,
Naber derler.
Ozanları yakarlar,
Türküleri bozarlar,
Cin çalar
Cinler oynar...
Köyde taşlar bağlanınca
İnsan ısıranlar serbest kalınca...
Ve iş işten geçmiş olur.
Bu kuşatılma,
Çok gizlidir
Kış uykusu
Çok derindir.
Kayıt Tarihi : 14.1.2020 13:01:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!