eveli bi kedi, usanmış bi sıçanın elinden
netti ettiyse, hakından gelememiş
bu sıçanın eve verdiği zıyan yüzünden
sahibinden kaş defa zılgıt yemiş
ne yakalanıyo,
ne kapana düşüyo
ne ağılı buyday geliyo hakkından
ne de ne tecemillet ilaç-garaç
bi ğün sıçanın deliğine gelmiş
senin pistan paşa
beyaz bayrağı çekip
hoş-beşden sonura
me(v) zu zeyaretin sadedine gelmiş
pistan paşa
'-deliğinden çık, karşı deliğe gir”
sıçan demiş ki
“-eyi de”
........
'-neye'
'-elimdeki peynirin birazını'
geli(r) mi sıçanın işine
kedi mesafeyi güççültmüş
güççüldükce güçcültmüş
peynirden payı böyütmüş
penirin yarısını vaat etmiş
ı ıhı
sıçan -Nuh deyo peygamber demeyo-
'-hu yakınındağı deliğe gadar seğidisen”
“-mükafat”
“-peynirin hepiciği'
sıçan bakmış, gene işine gelmemiş
“-delikden başını uzatmış
……….”
'-valla pistan paşam mesafe kısa
armağan böyük
bu işin işinde bi puştluk var,
ben deliğimden galayın
peynirin de sende galsın
sen bi ğözel afiyetinen ye
benden yanı
gatın-gatın halal-hoş olsun' demiş.
.........................
o hesap;
nokta gadar mafat uçun
virgül gibi eğilme
ıççık idareli ol
elindekiynen yetin
ne demişler
herşeyin azı yarar, çoğu zarar
ne(yl) neceen seen
aza kanaat et
çok verip taşırtmasın
az verip şaşırtmasın
gonşunun evindeki tavık,
gonşuya gaz görünür derler hani,
“-neynecen sen elin
üç oğlaklı beş geçisini”
deye boşuna denilmemiş
“-her başın kendine göre derdi
her dağın gendine göre dumanı var”
elin adamı “-dışı seni, içi beni yakar”
demiş
“-eh şükür emrine de,
şükür olduğumuz hala de
sen, sen ol
ayağını yorganına göre uzat
güvenme dayına azzığını al yanına
çoğu arayan azı bulamaz
gayıl ol gaşşığındakı bulgura
pirinç arayayın derkene
evdeki bulgurdan olma
pelidini ele yedirmiş ala-gabak geçi gibi
bakar galısın sonra”
**
“-işden artmaz, dişden artar,
aç kalmayayın deye de harama el atma
çok yeyince çok olmaz
elden gelen öğün olmaz,
öğün olsa karın doymaz
insan noldum dememeli,
acaba nolcan demeli”
“-Canab-(ı) Allah son gürlüğü versin
başdan güldürüp de sonradan
terbiye etmesin
niye demişler
son gülen eyi güler deye
atalarımız boşuna dememişler
ne demişlerise
gerçi bizim ki ha!
öylesine yani ki bi acaba
nası etsek, neresinde vardır bi hayır
kader deye bişiy var aslında
sen ne yaparsan yap iş olacağına varır
**
yani şe(hi) re vardın mıydı,
gözünü dört aşcan
köydeki ğibi;
gonu-gonşu ekmek vercek deye
beklemecen
ayakda uyumaycan,
çuval ağzı aşcan
azzığını yanına alcan,
dayına güvenme(yeceksi) cen
elinden geliyosa eyinlig etmegden geri durma
eyilik ettim deye de
kimsenin başına kakma
olur a!
birine bi hızmatın dokunur
elinden dutmak nasip olursa da
“etdin bi hayır
budunu-bacanı ayır” dedirtme
eyinlig et demişler at suya
balık bilmezse Halık bili
balığı unut,
Halığı unutma
Minval bu....
.
bir de derlerdi “-bu dünya fani”
“-yok dünya değil de insanlar fani”
oysa kim gelmiş de dünyaya kalmamış izi,
bir ağacın gövdesi,
dalları,
yaprakları,
çiçeği,
meyvesi
gibi.
Kelimeler:
fare
tecemillet: türlü çeşitli akla gelen gelmeyen, duyulduk-duyulmadık
gatın-gatın / katın-katın: kat kat, kat be kat
Kayıt Tarihi : 10.3.2007 19:17:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
mesafe........... kısa armağan.................... büyük ise işin içinde bir puştluk olabilir

Yüreğinizi ve kaleminizi kutluyorum. Saygılarımla
Maşallah size
Selâmla...
TÜM YORUMLAR (3)