nedense kış denince
kibritçi kızın hikayesi
gelir birden aklıma
bir de çenemin titreyişi...
yorganların altına
kıvrılan vücutların
uzun kış gecelerindeki
tarifsiz saadetleri
mevsim kışsa
koşuşturmaca anlam kazanır
vapurlar sanki hızlı gider
kuşlar sanki
hızlı uçar...
bedenlerin üstünde
kat kat yükselen sarmalar
çarpışan şemsiyeler
kayan ayakkabılar
taksiler snoblaşır
kuyruklar uzar
ve boza bir de turşu
bollaşır
salgınlar olur grip gibi
okullar
tatil olur
insanlarsa perişan
sanırım birtek
botumu giymeyi severim
kışın kapıyı çalmasıyla
onunla suya bile girerim
çıkanlar daha bir yaklaşır
çıkmayanlar daha bir
mahzunlaşır
köşede titreyen kestaneci gibi
mevsim normallerindeki
buzlanma fazla sürmez
güneşin azıcık gülümsemesi
hoşluklar doğurur...
kışlar sırlar saklar
kışlarda hep
saklama duygusu var
yorgun altındaki sadece
bedenlerimiz değil
kışın çiçek büyümez
çehresi soğuk
çiçeği büyütebilmek için ışığın
yanında
bir de sevgi gerek...
ve insanlar dört mevsim
hep havayı konuşur durur
mahalle bakkalından
ekmeğini alırken
küçük buz taneleri
suratlara çarparken
caddelerden aşağıya
pürdikkat şehirliler yürür
kış çok dokunmaz şehire
ancak canı istediğinde
hoyratça dalgasını geçer
yaşamı felç eder
nedense kış denince
hep aklıma uyumak gelir
umarsız bir ayı ya da
soğuk bir yılan olduğumdan
değil
uzak dursa benden
daha mutlu olurum
kış...
kışt kışt!
Murat GencaKayıt Tarihi : 8.8.2016 00:27:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!