Kış Hatırası Şiiri - Mustafa Karadağ

Mustafa Karadağ
11

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Kış Hatırası

Bir yaz aksamı,
Dolunay çıkmıştır.
Şehirde yüksek bir yere çıkıp
Seyredersin dolunayı, yıldızları ve şehri.
Birde bakmışsın ki seni sabaha götüren hayaller içindesin.
Akıp geçer aklından Düşüncelerin bir nehir gibi.
Ve hayallerin etkisindeyken,
dökülür dudaklarından güzel bir şiiri oluşturan kafiyeli sözcükler.
Yahut da bir şarkı mırıldanırsın karşı manzaranın etkisiyle.
Bazen tek başına olmak ister insan orada.
Bazen de bir can yoldaşı ararsın dertleşecek.
İşte böyle güzeldir yaz akşamları.
Aslında mevsimin yaz veya kış olması fark etmez.
O güzelliğin farkına varmak Önemli olan.

Kışın farklıdır gönlümde yeri.
Kış akşamı boş ve sessiz bir sokakta gezersin.
Hava kapalı olduğundan yıldızları ve ay'ı göremeyebilirsin;
Ancak pamuk gibi kar yağar üzerine ve hafif bir serinlik çarpar yüzüne.
İster istemez üşürsün
ve ısıtmaya çalışırsın ellerini siyah mantonun cebine sokup.
Başını ise biraz daha omuzlarına yaklaştırır,
Çenenin altından kar girmemesi için başını hafif öne doğru eğersin.
Saçlarında biriken karları hissedersin.
Pardesüne sıkı sıkı sarılmışsındır.
Yoluna devam ederken sokak lambaları eşlik eder sana.
Ve karlar üstünde yürürken çıkan sesler.
Elde değildir etkilenmemek.
Bu karanlık havada çevrende görebildiğin her yer
Beyaz bir örtüyle örtülmüştür sanki.
Zıt renkler birbirleriyle çakışmıştır.
Karanlık hava ve yer yüzündeki o muhteşem beyazlık.
Ve ıssız bir sokakta
Sokak lambaları eşliğinde,
siyah pardesüsü, gri boğazlı kazağı, siyah kot pantolonu ve siyah botuyla yürüyen sen.
Zamanla hava hırçınlaşmaya, rüzgar ise şiddetini artırmaya başlamıştır.
Ve karanlığı ortadan ikiye bölen kurt ulumalarında hissedersin yalnızlığı.
Kurt yalnızlığı düşer gönlünün derinine.
İçin ürpertiyle dolar bir an.
Yinede bilirsinki herşey yalan.
Sevdanı ararsın zifiri karanlıkta.
Kim bilir,
Belki yar belki vatan belki... sevdasıdır.
Sazın ayrı telleridir hepside.
Her sevada ayrı bir tat, ayrı bir ezgi.
Asla ayrılmazlar birbirinden.
Attığın her adımda tebessümleşen bir yüz vardır.
Ve sessizliğin ortasında çağlayan gibi akıp giden düşüncelerin.
Artık eve gitme vakti gelmiştir.
Kapıdan içeri girersin.
Bir müddet sonra eline sıcak ve demli bir çay alıp
Pencerenin önüne geçersin.
Perdeyi açar ve dışarı bakmak için o buğulu camı görebileceğin kadar silersin.
Dışarıya baktığında artık hırçın bir şekilde esen rüzgara
Ve pamukluğunu kaybedip yere iğne saplarcasına düşen kar tanelerine inat
Sıcak çayını yudumlarsın.
İçin ısınır.
Güzel bir romanın içinde bulursun kendini,
dışarıdaki fırtınanın farkına varamadan
romanın içinde farklı bir dünyadasındır.
Ve artık göz kapakların ağırlaşmaya başlamıştır.
Yeni bir sabahı beklemek üzere
ve rüyalarınla baş başa kalmak için yatağına gidersin.
Tüm ışıklar söner.
Etraf kararıverir.
Gözlerinin de artık dayanacak gücü kalmamıştır,
Uykuya geçersin.
Ve, güzel veya kabus gibi rüyalara dalıp yeni bir sabahı beklersin..

Mustafa Karadağ
Kayıt Tarihi : 30.6.2007 14:18:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Namık Cem
    Namık Cem

    tebrikler
    namık cem

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Mustafa Karadağ