Kırşehir Hasreti
Gönlümde tüter bir özlemin,
Yar olur her gece sessizliğin.
Taşına toprağına düşer gölgen,
Benim için orasıdır memleketin…
Bağ bozumunda üzüm tadın,
Yamaçta açan ilk çiçeğin,
Çocukluğumun izini taşıyan,
Kalbimde tek gerçektir memleketin…
Neşet’in sazında dertli telin,
Anamın duasında saklı sesin,
Caminin avlusunda sabah ezanın,
Bana her yönüyle sensin memleketin…
Gurbetin ortasında bir dikenim,
Adını duyunca titrer bedenim.
Bir yudum su gibi özlerim seni,
Gözümde tüter daima memleketin…
Kayıt Tarihi : 26.6.2025 16:19:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Murat, Kırşehirli bir Anadolu çocuğuydu. Yıllarca okudu, çalıştı, didindi… 38 yaşına geldiğinde sonunda hayalini kurduğu Kamu Personel Seçme Sınavını kazandı. Görevlendirme Kayseri’ye çıktı. Sevindi mi, evet. Ama bir yandan da içi burkuldu. Çünkü biliyordu; bu yol artık Kırşehir’e dönüşü olmayan bir yoldu. Kayseri’de tek başına bir ev tuttu. Eşyalar ikinci el, soba dumanlı, duvarlar sessizdi. Ama en sessizi Murat’tı. Her sabah işe gitti, her akşam aynı duvarlara baktı. Yalnızlıkla dost oldu, sessizlikle dertleşti. Ama bir akşam, köşe bucağa koyduğu eski bir ceketin cebinden katlı bir kâğıt çıktı. Gençken yazdığı bir şiirin ilk kıtası… Okudukça boğazı düğümlendi. O eski bağ bozumları geldi aklına… Babasının sabah kahvesi, anasının fırından yeni çıkardığı tandır ekmeği, mahalle çeşmesinde sıra beklerken gülen çocuklar… Kalemi eline aldı, oturdu ve içini döktü. Yıllar biriktirdiği ne varsa, bir bir dizelere döküldü. Mısralar memleket koktu, satırlar Neşet Ertaş sesi gibi içini titretti. Ve sonuna şöyle yazdı: "Orasıdır memleketin…" Çünkü Murat için memleket; sadece doğduğu yer değil, içinde yandığı, yâd ettiği, özlemle baktığı yerdi. Her nereye giderse gitsin, kalbi hâlâ Kırşehir’deydi.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!