Kırpık Yün Parçaları Şiiri - Yorumlar

Metin Altıok
62

ŞİİR


202

TAKİPÇİ

Tutkuyla sarıp, hüzünle çözerek
Günün aydınlık yumağını,
Bir sabır tezgâhında
Dolanır alışkın parmakları.

Uzanır sessizce bozkır.
Kımıltısız nakışları.

Tamamını Oku
  • Hayati Maytapçı
    Hayati Maytapçı 09.07.2010 - 22:46

    Günlük seks hayatlarını saatiyle ve Allah'ın(c.c) ayetleriyle bu sayfada haber yapanları nefretle lanetliyorum.Bu tür sapkınların yazdıkları şirlerden de ne büyük bir hezeyan içinde oldukları anlaşılmaktadır.Doktorluk olanların bu sayfada tutulmasını kınıyoruz.

    Cevap Yaz
  • Lara Açanba
    Lara Açanba 09.07.2010 - 22:08

    Ve bütün şairler bilirler sanıyorum...en kötüsü bir şair için yanlış anlaşılmaktır...hem de savunduğunuz size ait düşüncelerinizin tam tersi...olabilmektedir..onun için şairi iyi tanımak ve onun dilini iyi çözmek gerekir...yoksa..o onun gibi yazıyor..ona benziyor gibi banal sözlerle hakaret edersiniz şaire..o kendi gibidir..sadedir yalındır..taklit değildir..yaşanmıştır..yaşamaktadır..dürüsttür açlığı...tokluğu yalandır..göçebedir..kimsesizdir..onlar şairlerdir beyle..şairler

    Cevap Yaz
  • Lara Açanba
    Lara Açanba 09.07.2010 - 21:55

    insanın ve ölümün arasındaki ilişki...bir belgeselcinin titiz elleriyle görüntülenmiş...ve insanın ezeli kabullenişi (acizliğini ve) onun üstüne güne dokunan elleri...alışıktır parmakları...hayatı öylesine iyi tanımıştır ki...ilmeklerini gözü kapalı atabilmektedir ömür tezgahında.br şiir tam olarak anlatılamaz zaten..ama şair her kırpıntının...(can) uzanan bozkır(hayatın karanlık penceresinden seslenmekte ve her şey ölüdür aslın da..veya..sonsuz bir ibadettedir doğa...nakış..yenilenen hayattan ve tekrarlanan ölümü simgeliyor...şair oldukça sakin anlatırken ve içindeki huzuru nihayet bulabilmiş...oralardan bakarken...kuşun ve çiçeğin alışverişini...görebiliyor...verdiklerimiz ve aldıklarımız kadar...ve hayat yolunda düşen ve yerden kalkan insanın sonsuz çabasını...kendinden götürdüklerini çok iyi ve korkunç bir sadelikle anlatmış...ve içindeki uysal ve masum çocuk...ona bu şiiri yazdırabilmektedir...masum bir sessizliği var...zannediyorum..şair olmak budur işte...korkmadan ellerini toprağa gömüyor ve ve hayatın polenlerine bağışıklık kazanıyor...dibine kadar gömmüş ellerini..dürüstlüğün tezgahında...şiir dokuyor...şairlik maalesef dün de dediğim gibi herkeZ şiir yazabilir...zor değildir..manalı sözleri..sıralarsınız..ama şair olup şiir yazmak başka bir şeydir...yaratanın özel bir dokunuşudur..öyle şair olursunuz..ve ideal ölçülerde şiir yazabilmek için...özel süreçlerden geçersiniz..öyle bayıla bayıla..kibarlığınızı..bozmadan..asil sözlerle..şair olunmuyor..sapına kadar açlığı soluyorsun..ve ense köküne kadar titriyorsun..şehir şehir sürüryorlar seni...kendini terk ediyorsun...tokluk nedir unutuyorsun..o zaman bir ses size dokunmaya başlıyor...kimisi delilik sınırında geri dönemiyor..gerisi devam ediyor..o özel alana korkmadan girip şiir yazıyor..onlar kendilerine şair...diyorlar beyler...böyle biline

    Cevap Yaz
  • Mehmet Binboğa
    Mehmet Binboğa 09.07.2010 - 21:52

    'O güzel adamlar,o güzel atlara binip gittiler.'türküleri ve türkü tadındaki şiirleri kaldı yadigâr.Ne çok eksildik sizsiz,ne çok özledik bilseniz.Evvelki gün de eşin (Füsun Akatlı) rahmetli oldu usta.Kavuşmuşsunuzdur artık bir irem bağında,özgürlük şarkıları söylemişsinizdir belki.Bozkır artık kımıldıyor usta,ektiğiniz dostluk tohumları uç veriyor,yüreklerde bir semah sevinci var 'güneşli güzel günlere dair',uzak değil 'motorları maviliklere sürme' şahikası.Hanidir karanlıktı ya ülkemin ufukları en koyu karanlık hani,şafaktan önce basarmış.Belli ki o demdeyiz,yeni güneşler doğacak Samsun'dan. Bir gün maviye kesecek ortalık boydanboya özgürlük...

    Cevap Yaz
  • Araf Maruf
    Araf Maruf 09.07.2010 - 21:16

    ah nebahat hayat sana yalan söyledi. .. ve korktuğumuz tüm filmler aslında korkunç değildi... çünkü hepsi bir filmdi.

    Cevap Yaz
  • Xalide Efendiyeva
    Xalide Efendiyeva 09.07.2010 - 20:16

    Tutkuyla sarıp, hüzünle çözerek
    Günün aydınlık yumağını,
    Bir sabır tezgâhında
    Dolanır alışkın parmakları.

    O TUTKULU BİR AŞK YAŞIYOR VE GÜNLÜK
    İŞİNİ YAPARKEN HÜZÜNLE ANIMSIYOR AŞKINI
    ELLERİ ALIŞTIĞI İŞİNİ SABIRLA YAPARKEN HAYALİ ONUN YANINDA

    Uzanır sessizce bozkır.
    Kımıltısız nakışları.

    ŞAİR TEŞBİH YARATMIŞ
    KENDİ İÇ DÜNYASINI BENZETMİŞ BOZKIRA


    Uyumsuz bir kuştur yalnız
    Duramayan yerinde.
    Sık ilmekler arasında
    Oynatan kanatlarını.

    KUŞ ONUN YÜREĞİ,
    SİNESİNDEN ÇIKACAK GİBİ ÇIRPINIYOR

    Ve o kuşun söküğünü
    Örerken bir çiçeğin sarısı,
    Uçuşurlar havada
    Kırpık yün parçaları.

    YARALI YÜREĞİNİ
    SEVDİĞİ SARIŞIN KIZIN HAYALİYLE SARIYOR

    ŞİİRDEN ANLADIĞIM BUNLAR,
    ŞAİRE ALLAHTAN RAHMET DİLİYORUM

    Cevap Yaz
  • İbrahim Necati Günay
    İbrahim Necati Günay 09.07.2010 - 18:53

    Kısa öz ve güzel.Değerli kalemi kutlarım.Saygılarımla....

    Cevap Yaz
  • Tayyibe Atay
    Tayyibe Atay 09.07.2010 - 17:44

    fengere!..

    bu sözcüğü kaç kişi bilir bilmiyorum ama,ben iyi biliyorum fengerenin ne olduğunu...yünleri didikler didikler dolardık kolumuza,sonra da parmaklarımız arasından geçirip inceltirdik...fengere dönerdi aşağıda ve incelttiğimiz yünler, ipliğe dönerdi...çorap örerdik beş şişle,kazak örerdik,yelek örerdik..şal işlerdik bazen,eğirdiğimiz yün ipleri boyayarak elde ettiğimiz renkli iplerle...bir nevi fabrikaydık valla!..triko triko geçerdi günlerimiz,ne hoş!..sarınırdık ürettiğimiz şeylere..sert geçen kışların soğuğu giremezdi tenimizden içeri...bahara sağlam çıkardık...ya şimdi?..şimdi inceldik gittik!:)))o yün kazaklar,hırkalar,şallar,yelekler naylona döndü...elyaf elyaf parlıyoruz şimdi!..üşüyoruz da,ne de'yim!..

    ve güneşi düşündüm!..sanki o zamanlar daha bir çiçekliyordu toprakları...her yer çiçek tarlası!..topladığımız gelinciklerden bebekler yapardık kız-oğlan...ne güzeldi!..şimdi ki çocuklara 'hadi siz de yapın' desem,bilemezler ki!..keşke öğretseydik onlara derim bazen...ne var ki,zaman bulamadık bunları öğretmek için ya da onlar öğrenmek istemedi,bilmiyorum....

    şiir güzeldi...doğada,delikleri kapayan öyle çok yama var ki!..ot olmadan yeşil,dal olmadan kuş,dağ olmadan kurt,çiçek olmadan koku olmuyor işte!..ama en önemlisi insan olmadan şiir de olmuyor,hiç bir şey de!.::

    ve biz, insanını öldüren insan topluluğu olduk ne yazık ki!..

    toprağın bol olsun Metin Altıok...lütfen bizi affet..

    şiir varsa eğer
    yamasıdır şiirin
    şiirimizin.....

    Cevap Yaz
  • Hasan Tan
    Hasan Tan 09.07.2010 - 17:20

    Eskisi gibi değil artık kaburga altındaki sızı....
    Fabrikalardan yükseliyor o kancık kahkaha sancısı..

    Ve artık hiç bir şarkıyı acıklı bulmuyor fabrika kızı...


    Ahmet Kaya geldi aklıma bak, hiç alakası yokken..( Bu yok iken, söylendiğinde 'yokken' oluyor ve bir anda sevimlileşiyor.. )

    Cevap Yaz
  • Selçuk Bekâr
    Selçuk Bekâr 09.07.2010 - 17:18

    dağ başında çobanın özgürlüğü
    irtifanın oksijeni kadar var
    hatırlatır, kapsamaz sonsuzluğu
    o sarı çiçekler, o yeşil dağlar
    göl yine var mıdır yüzmese kuğu
    bu sözlerine de kımıltı uyar
    kımıltıdır eşyâya tek sunduğu
    kımıltısız ancak sahibi duyar!

    Cevap Yaz

Bu şiir ile ilgili 47 tane yorum bulunmakta