Ey, saçları yedi büklüm sevgili!
Kirpiğimden çığlar düşürür sensizlik düşüncesi
Körelirim olmazsan
Koltuğunun altına ben de saklansam.
Zindanlarında(n) çürük avuçlarımı kanat!
Sultanahmet avlusunda dilencinim
Varoşlarında yaşamaklı kıt kanaat…
Beyoğlu’nda ıskalanmış şişeyim.
Yuvarlanmış yalancı incinim;
Kaldırım taşlarına sıkışmış ökçeli
Akçeli ellerin dirhemli terazisiyim
Taksim meydan çiçekçisi.
Susarım,kanamadan içmelere
Senden geçmelere susarım, kınamam
Bilirim herkesi suçlar insan
Kendine toz kondurmadan.
Karıncalı beynimden kuş bakışımsın
Boğazımda çığlık çığlığa kar martıları
Belki bir susam kadarım, ne malum sende
Bırak, koltuğunun altına saklanayım!
Kendimden geçerim
Beş vakit gözlerinden geçen gemilerde
Her minarede salayım o vakit
O vakit, mıhlanır kalırım dehlizlerinde.
Yetim güvercinler gibiyim, nazenin miyim?
Yüzümde parçalı Sarayburnu hızman
Gün ışıksız Yerebatan’ca nemliyim
Haydarpaşa Garı’nda durmalı zaman!
Hezarfen kadar cesur olmalı insan
Fatih’ in tırnağı kadar olmalı
Yakamoz gözlerinde batırıp yıldızları
Gün dudaklarında uyanmalı
Seviyorum, eflatun gecelerinde sağanak yağışlarını içime
Patlarcasına seni doldurmayı ciğerlerime
Kanıksanmışlıktan öte görmek seni
Ölmek …
Koltuğunun altına gömsünler beni!
Ey, saçları yedi büklüm sevgili!
Nasıl taşırım söyle, sensiz yaşamak külfetini?
Kayıt Tarihi : 28.12.2012 15:20:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!