Kan kırmızı Ay Yıldızlı Bayrağım
Ay Yıldızlı Bayrağım
Bayrağım sen gök yüzünün gülüsün
Bırakın şanla şerefle süzülsün
Bağımsız bir ulusun sembolüsün
..
Ağlıyor sessiz, sessiz bir kırmızı karanfil hasta
Âşık şairin titreyen ellerinde
Yalnızlık deniz feneri çakıyor gözlerinde
Bir yanıyor, bir sönüyor kimsesizliğe
Şairin gözyaşları karanfile damlıyor
Sessiz, sessiz kırmızı karanfil ağlıyor
..
Bağlarda üzümleri olmuş
Olmuşta selelere dolmuş
Tane tane salkım bal olmuş
Kırmızı şarap içer olmuş
Bağlarda üzümleri olmuş
Olmuşta selelere dolmuş
..
NERDE KIRMIZI HALI’N
Bitti askerliğin gözümüz aydın
O kadar günleri boşa mı saydın
Acaba gitmekle yanlış mı yaptın
Oğlum hani nerede kırmızı halın
..
açık alnından kokulu
kırmızı açar karanfil
hüzne bandırır dokulu
kırmızı saçar karanfil
saçlarından çözülünce
bal damlasın süzülünce
..
Bu dünyada kalan,kalıntımızı
Göğsünde açacak,gülün kırmızı
El ele olanca,yaşantımızı
Geçilmez zamanın,kanın kırmızı
Dilime alevin,değmesi yeter
Birlikte olunca,öpüşmen yeter
..
Temenniğim bir demet sevgi... yürek yarası açmayan bir aşk....umut dolu bir yaşam...biliyorum köşe başında bekliyorsun beni... ama hangi köşedesin... bir işaret koy ki bulayım seni....bak mutluluk yüreğimde saklı... sen çıkar oradan... senin olsun... yüreğim aşkla dolsun... bir sabah erkenden uyanalım... güneşin doğuşunu seyredelim birlikte... sonra sana güzel sözler fısıldayayım... kulakların sevgi sözcükleri dolsun... sonra akşam olsun kız kulesinde kahvemizi yudumlayalım... güneş batarken Sarayburnunda kızıllığı yüzüne vursun.... ben sana aşk şiirleri yazayım... seni seviyorumlu binlerce söz söyleyeyim.... elele tutuşalım liseli gençler gibi sahil boyu yürüyelim.... evimizde sana yemekler yapayım.... sakın lambaları açma iki kırmızı mum yakalım... duvarda gölgelerimiz oynaşsın.... iki kadeh kırmızı şarap içelim... ben sana tapayım gece boyu... sen gecemin ilahı ol.... dudaklarımızda mühürleyelim aşkımızı.... şarkımız çalsın.... sen omuzlarımda uyurken.... bir işaret koy hangi köşede bekliyorsun beni...bulamadım seni....
16/01/2006 18:45
Ayhan IŞIN
..
Eveet şimdide dünkü masalımıza devam edelim bakalım :)
Neyse bizim nine yine almış birgün koyunları otlatıyorkene canı çok sıkılmış. Demiş şööle ormana doğru bi gideyim.
(Ayılar kovalasın seni işşallah o ormandaaa. Amin.! :))
Koyunlarla beraber ormanda öyle bi tur atarken birden kırmızı t-shirtlü kızla karşılaşıyor.
Soruyor kırmızı Tshirtlü kız kırmızı Tshirtlü kız nereye böyle..
..
1/:
Sarı bir şeytandı o kırmızı komplosunda yer alan...
Cam şangırtıları melodide pes bir ritimdi. Heyula maddeler duvarları yalayıp geçiyordu bir yarış atı hızıyla. Marsi'den bu yana akın akına kraterler. Karşıdan gelense bir eski zaman hyle'si. Ya da Daimon diye bir ruh. Ya da bir bozkırlı muharip ki silme alaz terkisi. Herkesi bir helecan boğuyordu boğazlarından. Biz mi? Aman aman... Kaosun ortasında...
2/:
Sarı bir şeytandı o kırmızı komplosunda yer alan...
Arz usul usul perdeye çıkıyordu. Çağ buzul çağı değildi henüz. Ateş mahlukatına hazırlık vardı. Her şey birkaç milyon ışık yılı... Ve bir sevdalık zamandı. Sonra doğulu bir savaşçı misali kimona sevişmelerine iştirak ediyordu iştahla ada. Ve ufaktan aşk ve meşk örmede bir yanına. Diğer yanına su serpmede... Yıldızlar uçuşmada galaktik paltosunda...
3/:
..
Bahar oldu çiçeg açdı
Güller kırmızı geyindi
Cırtık deydi üz kanadı
Hallar kırmızı geyindi
Yarım geletden oyandı
İncidi güsdü usandı
..
Malazgirt'te Alpaslan'ın dilinde,
Surlarda Ulubatlı'nın elinde,
Çanakkale cihadının yılında;
Zemin kan kırmızı, ayyıldızı ak,
O mübarek bayrak, işte bu bayrak!
Rasül'ün övgüsünü kazanmıştı,
..
ıslak günlerde mutluydu
gülerdi kırmızı çiçek
bülbüller sustu kutluydu
çilerdi kırmızı çiçek
neydi o coşku heyecan
taşınmaz mı tendeki can
..
Kırmızı bir gül düştü yere
Yanına iki damla kan
Üç, beş damla daha
Kırmızı damlalar güle sarıldı
..
Kirpiğinin rengi tene değince
Başlıyor içimde mutluluk demim
Umutlar maviye yelken açıyor
Kırmızı telaşım papatyam benim
Yaşamın kıyısı sana dayandı
Duyduğum muhabbet kalbe ayandı
..
Yıllar sonra seni sevdim ben,
Sende çekip gittin aniden.
Yüzündeki güzellik kalbine gelmez,
Senin şerefsiz kalbin beş para etmez.
Sen olsanda dalında kırmızı bir gül,
Benim sana kırmızı rengi veren bülbül.
..
burada değilse -nerede?
şimdi değilse -ne zaman?
kalmadı kırmızı bakan martılar tepemde.
bu sahte gökyüzünün içerisinde en sahici mavi sendin.
en sahici mavi sendin.
..
Kırmızı
Başlıklı
Kurt
Kırmızı
Başlıklı
Başka
Bir
Kurt
Sarhoşluklarıma kulaklarımı kapatıyorum, bir niyet gibi kader denen sancılardan bir alınyazısı çekip bütün gün avare voltalar öldürmenin peşindeyim.
Ya ben şiirler yazarım,hayat her satırda biraz daha eksilir.Yarım kalan cümlelerim olacak bir avuç toprak noktalar yerine..
Ölümden öte köy yok ve epey de oldu köye gitmeyeli,dostluklar bir yerlerde bıraktığım hiç kurumayacak birkaç damla yaş ve kırmızı bana hiç yakışmayan renk, ama bakmayın benim üzerimde iyi durmamasına, renklerin en şehvetlisiymiş, bu yüzden kanmış zavallı kurt kırmızı başlıklı kızın acizliğine, kurt olduğunu unutup merhametle bakmaya çalışmış o kocaman gözleriyle..Oysa kocaman kulakları vardı kurdun, kırmızı başlıklı kızı daha rahat duymak için, kocaman dişleri vardı, ama o kapıyı çekip kendine sunulan kötülükleri tekme tokat döverek..
Ne içindi bu gidiş...
Olacak iş değil ya kurt aşık olmuştu kıza, oysa masallarda dilimize yerleşmemiş miydi davul bile dengi dengine yalanları.Kendi açlığından vazgeçip gitmelerdi bunlar..Gider başka masallarda karnımı doyurayım edasıyla...
Ya bizi hangi masal saklar? ...
Garip yaratıklayız aslında.Kurttan da farkımız yok.Esasında üç-beş cesaret biriktiririz, sonra bunları vazgeçmek uğruna heba ederiz ve tek atımlık barutumuzu da teselli niyetine harcarız.
Her işte bir hayır vardır hep dişlerimizin arasına takılıp kalır.Oysa hayat bizi beklemiyor.Biz ise bu yağmurdan bulut çıkar mı hesaplarının ortasındayız ve bir saatten sonra değiş tokuş adına yaşamaya başlıyoruz.Bazen ayrılık alıyoruz, vedalar veriyoruz yerine.Bir sevaba bir günah, sevilmemeye de vazgeçişler bırakıyoruz.
Vazgeçmeler karlar altına gömdüğümüz korkularımız gibi, güneşin ilk sesiyle başımıza musallat olurlar...
Her yiğidin harcı değil.Biraz unutmak gibi ama; sonu var.Sil baştanları severiz biz.Yeniden başlangıçlar heyecan katar bakışlarımıza.Sonra bir ömür ayrımı ve peşimize getirdiklerimizi orada bırakıp yeniyi aramak,yıkıp yıkıp baştan inşa etmeler kolay gelir bize. Vazgeçersek eğer her şeyin iyiye çalacağını sanıyoruz ve kelepir zaferler ile yetinmeler,içinde bulunduğumuz anı kurtarırken hayatımızı boşluğa sürüklüyoruz ve hiçbir şeyi değiştirmeye yetmiyor gücümüz.Vazgeçmelerin köşesinden döndüğümüzde aynalarda aynı geçmişle beliriyoruz.Madem geçmiş bizle gelecek savaşalım yıkıp yıkıp ömrümüzü zaman aşımına uğratacağımıza, yaptıklarımız gözümüzün önünde bir yerde dursun biz yeni bir yaşanmışlık inşa edelim, kurdun yaptığı gibi...
Gitti karnını başka masallarda doyurdu, kırmızı başlıklı kayıpları bir masal kitabında tozlar yutarken yeniler düşlerini, gün olur Tarkan a yoldaşlık yaparken görürüz, gün olur bir partinin simgesi, gün olur dağlarda ama hep kırmızı başlıklı kayıpları gözbebeğinde....
Vazgeçmeler karlar altına gömdüğümüz korkularımız gibi güneşin ilk sesiyle başımıza musallat olurlar...
Emre Akbulut
Sosyo
2011 Denemeler serisi -Kırmızı başlıklı kurt
..
Bitmeyen kapkaranlık geceler boyu,
Düşünce gölge-i hayali, göz perdene;
Uyku tatmayan gözde renk kırmızı.
Bulunca karşında, hissedince sıcaklığını
Birde onun gözlerinde bulmuşsan kendini;
Alev alev yanan yüzde renk kırmızı.
..
Bir Tane Kırmızı Gül.
İstediğin buysa kolay,
Söz sana;
Bir tane kırmızı gül,
Sadece bir tane ama,
Her sabah uyandığında,
Kapını açtığında,
..
Bir gülü sevmiş.../ Kırmızı /...
Sana bakarken atan yüreğim
Sevgi istiyorum
Aşk istiyorum
Sevgili istiyorum derken
.../Kırmızı/... Hayaller kurduğum
Besbelli sendin düşlerim
..