Kırmızı Şapkalı Türkiye Şiiri - Ekrem Şama

Bir varmış, bir yokmuş, evvelki zamanlarda,
Bir ülkede; refah varmış tüm insanlarda.

Ülke kaynakları çok bolmuş, yüzyıllardır
Beklermiş; elbet bunun sebepleri vardır.

İdare de kendini yeniler dururmuş,
Demokrasiye geçtik diye avunurmuş.

Böyle bir ülkeye yeter mi demokrasi?
İşte size, yepyeni rejim; bürokrasi.

Ama ne bürokrasi; çarkları çeviren
İnsanları engelleyip, çamlar deviren!

Ülkesini seven bir işadamı varmış,
Kırmızı şapkası da bir aksesuvarmış.

Ekonomi dede ormanda hastalanmış,
Kırmızı şapkalıya haber postalanmış.

Ekonomi, hatırlı biri olduğundan,
Sepeti hazırlamış, yola çıkmış o an.

Hain hortumcu mutlak bir ağ örecek ya,
Ormandaki yolda çıkıvermiş ortaya,

Geçeceği yola tesadüf gibi inmiş.
Yakışıklı, becerikli, şık da giyinmiş,

Selam kırmızı şapkalı; nereye böyle?
-Ekonomiyi ziyarete...
-Doğru söyle.

Sepetindekiler de, mis gibi kokuyor,
Şöyle git, ekonomi ac, yola bakıyor.

Hain, uzun yol göstermiş, işadamına,
Kendisi kısadan varmış hasta damına.

Ekonomi dedeyi mideye indirmiş,
Açlığının birazını böyle dindirmiş.

Hortumcu hain dişini karıştırırken,
Bakmış, kırmızı şapkalı için çok erken.

Demiş; sıcak yatakta bir uyku çekerim,
İşadamının yolunu sonra beklerim.

Hain derin uykuya daldığı saatte,
Kırmızı şapkalı gelmiş, eli sepette.

-Ekonomi dede, gözlerin iri senin?
-Kanunların boşluklarını görmek için!

-Ya ağzın niye büyük, dişlerin çürümüş?
Kulaklarına bak, uzun tüyler bürümüş?

-Para sesini duymak için kulaklarım,
Ağzımla da her şeyi hortumlar haklarım.

Sağolsun, büyükler benim için dolaşır,
Bürokrasi de benim mideme çalışır.

Önce ekonomiyi mideme indirdim,
Sen de, sepetin de, yine benim nasibim.

Böylece saldırdı kırmızı şapkalıya,
İndirdi mideye, başladı yalanmaya.

Silahlı avcılar onun doyması için,
Yardımına gelmemişler ekonominin.

Masal bu, işadamı da ekonomi de,
Hain karnında kurtarıcı beklemede...

Silahlı adamlar, imdada gelenleri,
Silahlarıyla hep çevirirlermiş geri.

(İstanbul:14.05.2004)