Kırmızı Mumla Mühürlenmiş Mahrem Yazılar
Hüzne karışmış özlemlerden acılar doluyor yüreğime. Her yer bana dar geliyor. Ortaya çıkardığım her duygum yaralı yüreğimi kanatıyor. Yanına aldığın pembe mutluluk balonlarımla birlikte tebessümümü de çaldın. Fırtınada dalgalanan gemiler gibi oradan oraya savruluyorum.
Yaka paça attığın yalnızlık zindanlarında kayboluyorum. Yaşadıklarımı kapatma arifesinde azı ve ıstıraplarla dolaşıyorum. Duvarların sessizliği ile baş başa kaldığımda, bakmaktan imtina eden gözlerin geliyor aklıma. Ruhum bedenimi darağacında sallandırıyor. Nefessiz kalıyorum. Beni sensizlerken ıslak bakışlarımın donukluğuna hapsediyorum seni.
Ben san baharları sunarken altın kâsede, sen güzleri hediye ettin. Ardına kara kışları da koyarak. Ateşin ortasına atılmış gibiyim. Etrafımı köz yığınları sarmış. Yükselen alevler bedenimi değil yüreğimi dağlıyor. Sevgi çıkmazındaki yüksek duvarlardan atlamaya çalışıyorum. Ardındaki yenibaharlara ulaşmak için.
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman