Duraklar ve hedef aynı şeyler olabilir ise; bazı yönlerden, zamana şans tanınmaz
-
Şafak çöküyordu beyaz gün ağarırken.
Haki görüntüleri mataraların,
toprak heyecanında
artık en son noktada orta cephede.
Bin kişi düşüp kalsa, biri kalır geriye!
Kıyametin topunu ateşlediler göklerden,
İçlerinde kalmış son nefesleriyle
ki o da, ve onun ardındakilerse,
kendi bakış açılarıydı
sessizden sessize insan kullanmaya dair.
Artık bunla mutlu olmaya başlamış insanoğlu,
yok cephede etmekten bile haz almaz olmuştu.
Ama işte gün gelip çatmış,
zorunlu kalmışlardı savaşmaya
-belki, yine eskisi gibi …
:Ama eskiden insan daha bir hareketliydi,
daha mı coşku doluydu,
ya da gözüktüğündendir:
fazla şey öğrenmemişlerdi daha o devirlerde …
Diğer bir açıdan bakarsın
Ve ama; görürsün, kölelik eskiden de vardı.
yani, öyle derler…
*
Gez göz arpacık, ilerliyor asker.
Neye doğru geldiğini biliyor mu?
Çıkarcı zihniyet her safhasında tarihin,
cevabını aldı, ve doğa bile zorluyor artık onu.
Yalancılığın, artık kaçacak noktası kalmadı!
Kendi kendisini sıkıştıran köşeye sömürü,
perde arkasına bile gömemeyecek
gene kendi arzularının çarpıklığını, böylece …
:Akılla yürür yolunu bulur gene insan cepheye,
yaya geçidinden geçtiğindekinden farksız -şehirde
- ama içindeki hislerin çok-fersah çarpıklığı
ya da ferah tutumudur bir kişiye davrandırtan
Kalabalık kütleler arasında kaçıyor Cohen
düşman, taarruza geçtiğinde saat 11.55’ti.
Spopalarla savaşacak denmişti insanoğlu bir öngörüde, 4.Cihan’da;
Halbuki kendi devirleriyle geldi, olan;
5 kere daha insafsız, 3. Dünya Savaşı bile çıkmadan..
Doğuyor 4.Cihan: birkaç bin kişilik iki ordunun savaşı
Ardına doğru alınmaya başlanır nerdeyse artık ele güce, sopalar…
Şafak artık biraz açmaya başladı çivitten.
Herkes fakat leğende yüzmeye yeni başladı:
Akvaryumdu dünya, daha bir sera oldu domates;
bahçelerimiz var, yaşasın!
Koşturuyor bir sürü adam cenge,
bir Kurtuluş Savaşı, ya da
kör Yıldırım’la topaLenk Timur kapışıyor sanki.
Toprak kahverengi, birazdan alacak onları.
Mataraları baki, son suları patikten …
İnsanoğlu nedense Ay’a gitmeyi bıraktı, erteledi;
paraya düştü arzular, hepten bilse Lidyalı çıkarır mıydı.
İyon yosunu bir kararsız dalgalanmışlığı
sarıyor Ege’nin giriftlerinden yeşilin hakisini…
Binlerce giyinmiş kuşanmış asker,
son robotlarını da demin harcamışlardı
-ileri cephede makine adamları kaybettiler, Cohen’inkiler...
Koştukları yerde..düşman asker, insan yok, çabaları…
Çabaları sırf kendileri,
Kendileri olmak için varoluyorlar
-Çanakkale’de ise, hem çaba ve çorba gıdası vardı, bi yanda;
diğer o öbür yanda da,
hiç olmazsa,
çorba vardı çorba.. ama katkı maddesi olamayan cephe-celse’ye katık kamaşık bi çorba!
yine de bir amaç sahipliğine yapışma tutumları vardı.
Kıyamet topu gökten geliyor;
hiç bu inancı, azmi alt edebilir mi…
Tarih ile ispatlanmıştır ki
sonuçlar gelişmiştir hep bunun tersi.
Ama sonuçları aldım sanan düşman;
bir de köprülerde, bağlantı noktalarında
tökezlediğinin hiç farkında değil, sanki …
Gelir gibi; karışık bir sis-duman kütlesi,
Antalya yükseklerinden doğru! ! ...
Ve “Güneye Giderken” (1) , ‘dönmek mi şöyle’ sanki? :
ama hiç öyle değil, karmaşık değil.
Sisi ayrıştırdı yine duman, is:
İnsanın yaptığı ok, makinalı tüfek;
Savunuyor MGK’dan ordudan KKTC,
Atlantik ötesi kavgalı iken Hugo Chaves’le.
“x” geçip “y” kalıyorsun, gene de “y” dinlemesi oluyor bu sessizde;
Nasıl birkaç bilinmeyeli denklemse artık bu! ! ! !
Genelkurmay, TSk;
elbet bilirsin KKTC gibidir, Philadelphia Rainbow Project’idir
‘Eşref Bitlisin Muavenet zırhlıları ve Times Sq. garden çuval olayları!
Bilirsin ama napasın, öyle, el açıp dua ettirirler hükumete;
yoksa bu ordular yapacaklarını bilirler ya,
etsinler bari dua şanlı Türk askerinin böyle sağduyusuna,
barışçıl balıkçıllığına –çünkü Turnalar göçte, ama geri gelir;
sapasağlam gidiyorlar, sapasağlam gelecekler
sadece, biraz gücenmişler …
İlk er Baş buğ ‘dan Öz kök ve son değil son r a`mon; Büyük anıt;
kahverengi üniformada sarı işlemeli omuz-yaka;
hepp iki asker bekler Ankara’da Genelkurmay önünde;
o, beyaz potinli;
görünmez onlar, kalabalıklıkları adına, ‘kapı’dan.. bu görünüşte’
bazı dünya insanlarına, yürek gözü görmeyenler’e!
-ama bekliyorlar mangal gibi, dünya barışını,
Atatürk’ün sayesinde oldu bu, mantık ve yürek seviyesi yan yana,
kol kola
*
Her neyse,
siperlerden çıktı çıkalı,
güneş kırmızıya geçişte, göğe ramak kalanda hep.
2.,3. ya da 4. bir dünya savaşı değil;
İkinci bir aşk koşusu başlıyor sanki gene! ! !
‘Çanak’ olmuş geçilmez ‘Kale’ hudutları dürtülerek saldırtıldı.
2 saat geçmiş olabilir artık sabah on iki’ye beş kala’dan …
Emekler-robotlar-birlikler
tüketildi düşman habis bakterilerince,
mikrop ve virüslerce.
Çoğu arkadaşları da devrildi kaldı Cohen’in,
gözleriyle şahit oldu.
Kıyamet topu çok ötelerden geldi;
alakasız bir “şirket kuleleri adası” var
döne döne çıkan
yapayalnız ve acube bir patikanın sonundaki şatoda!
Kalan yüzlerce kişi oraya yöneldi.
bağırıyor Cohen ve bazı direktifler veriyor…
Vücut savunma sistemi gibi
bir birlik halindeler onlar da
Geçmişten aldıkları yadigarla.
Şöyledir ki, benziyor olacaktı
‘vücut savunma sistemi üç aşaması şeması’,
Türk ordusu yapısı ve stratejilerine:
“1- Düşmanın tespiti; ilk müdahale. *
“2- Gerçek ordunun müdahalesi; sıcak savaş.
“3- Sakin duruma dönüş.”
Çekti şimdi onları bir köşeye,
Kızıl gelen’in
karanlık bir fırtına bekleyişi kısa anı esnası’
Cohen,
askerleri;
Belki W. Wallace, çokça da Mustafa Kemal:
‘Bakın! !
Çöpçü piyadeleri,
aldıkları istihbarat üzerine
fagosit çöpçü hücreleri gibi saldırır.
Karşı taraf, süratle çöreklenecek üzerimize;
o zaman çöpçüler bile yetersiz kalabilir.. ki sabittir,
O vakit devreye başka birlikler girecek –hazırlıklı olun.
Düşmana odağa dalan süvari birlikleri gibidir bunlar.
Bu süvari alayı,
önemli bir kısmını düşmanın yok etmeli
-General Custer ama, hiç değil!
Bilgi kırıntıları havaya salınacak:
tarihe, kronolojik, sonradan doğanlar alsın diye;
önceden oldukları cenin halinde(n) ,mesajı;
Toplanan istihbarat, ve onlar da,
daha geridekilere siperlerinden çıkmalarını haykıracak.
Türk savaş taktiği gibi -kanıksamamışlık-merkezkaçı,
teslimiyetçilik asla değildir,
bazen ama kanaatkarlık olmadığını da kim söyledi!
- sol, sağ, ve merkez.
İnsaf bilir çıldırtılmış savunma bilinci;
yani o demin ön cepheye yeltenen birlikle –
ki, bu biz oluyoruz şu halde- sahte bir geri çekilme yapar
doğruluğu ama uygulamak üzere.
Yani kırmızı urba giymek gibi, ama kırmızı urbalıyı durdurmak için.
(Sahte biçimde İngiliz ve şatafatçı perukalı dişleğin
urbasını giymeye yanaşmayan Çelik Bilek;
ancak Rodi’si onun, o umut vericidir gene de…)
Biz geri çekilirken,
geridekiler de, takviyemiz, o sırada çıkıyordur, böyle olacak;
Hepsi birleşir, ve birden atağa geçeceğiz! !
Kuleye tek o yoldan.
İlerliyor lar hala …”:
Başka bir şeyler daha anlattı Cohen.
Sonra biraz uyudular
Sırt çantaları sırtlarında astroozmonotlar
hep birlikte.
Üstleri toz toprak,
Cephede metal ve doku cesetleri kan revan
-Poe, Raven,
kuzgun kuşu bekliyor kabristanı.
Küçük bir hayalet kız dolaşıyor
Ve kimse ne olduğunu bilmiyor:
“Kim kimdir, ne nedir’lerden önce;
‘Kim” ya da “ne” nedir, bunu sorgulamalıyız.
Çünkü deme’den sonra
Hiç gelmesi olası mı “ama”ların
-önce gelir, böyle olmalı:
Açıklamalardan önce sorgulamak cinsinden’
diye bir düşün baloncuğu çıkıyordu
Cohen’in rüyasında …
:takriben, 3 saati daha olmalıydı;
kuleye giden yola dökülmeye, uyanıp …
Samuel L. Jackson’u görüyorum,
ama M/org/an Freeman, hiç de Condoleeza Rice değil.
(Her “rice” da amerikan pirinci değil
ama “çeltik”, Çukurova hala;
ve Tanrı’yı çözemedi herr, Himler kah Adolf)
Amerikalılık değil sorunum,
yani iyi özelliklerini mutlaka almalı ama;
hala insanlık özünü koruyabilmiş bazıları…
Pervane yaşamıyla
alkolik bir “Angola Devi”**
kükredi! !
Sıla sızılarının arasından Angst;
“Dicle” kırmızı, “Fırat” da sanki beyaz
ya da öyle akıyor –
Nötr olan “Gediz” mi, Menderes ikizleri mi?
İkizler, tek yumurta ikizi mi? :
Sezen Cumhur Önal apt.’de, onun çukulata seslisi;
nedense 100 metreci değil kocamış Linford Christie’nin
ya da amerika’da bir banliyöde bir kilise korosu şefi kadını yöneten
şişman papaz/peder`sa hiç değil
Ama geniz sesi;
caucasian anglosakson kumda çocuk
uzun atlamacı İngiliz Jonathan’a mı geçmiş
İnanç sisteminde bir hristiyanın, Tanrı’yı kolluyor.
Bak, aşağıda kuleyi gözlüyor, ama onu yıkmak için…
:deha piyanist-çuku-Rom(ulus)
aşağıda;
sirkin şirk şirketleri,
yukarıda …….
Kule yolu uzun …
Farklı bir şey var, mutlaka anlaşılması gereken.
Bilgelik, erdemlerimiz ve masumiyet;
bir arada durabilir mi?
Sanırım bunun cevabında şanlı Mehmetçik., ve topçu eri Türk kadını.
Ve aslında tüm insanlık
ama bir farkla:
masumiyet adı na kendini tolere edebilip
başka cana kıymak var, biliçaltsal;
‘bir de, hep de aslında bilindiği üzere ya!
bilgeliğe soyunup büyük bir cesaretle, selametle,
gene de masumiyeti koruyabilmek var’.
Barok kulede yaşayan antik amip tek hücreli: artık mutant olmuşlar.
İlk denilense; Cohen ve arkadaşlarıysa,
“ikinci” hep, tek kale maçta gol krallığında.
İkinciler geriden gözler, uygun atılıma
dördüncü ya da beşinci değildir –belki özerk talihin altıncısı,
belki de, genel geçer, uğurböcek-şans’ın zodiak dokuzuncusu …
İkinciden ikinciye de fark vardır, “iyi” ya da “kötü”:
Bir kraliyet’e;
anonim bir anayasaya bile biraz fazla olmalı, lüküs, rüküş
Potemkin zırhlısı İndiana Jones’un o on metrelik tankı mı,
Polonya ezen Sylvia Plath çuvalındaki zanlı babası (mı) .
Albert Einstein’in, Sergei Eisenstein’la akrabalığı hiç olabilir mi?
Islık çalıyor Navaron’un topları, Kwai-köprüler, müfreze …
Ama “Pipes of Peace” (2
inadına direniyor
Hellingen’le Zagor
sarılmak için beklemek zorunda
bir vakit daha …
Ve şimdi, 3.5 saat dolmuştu;
kol saatine baktığında Cohen.
İteledi
parmaksız,
tüylenmiş,
kısa parmaklıklı eldiveninden-elleriyle
Uyandırdı sağ kalan doğuştan-öncüler’i.
Ama/ve, sıçradı hepsi! ! ! Dediler:
“evet, inancımız tam! ”
Sayaç çalışıyor.
'Haydi! ', dedi; 'vakit.'
-
Kayıt Tarihi : 25.2.2007 10:53:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
*buradaki 1,2,3; alıntı (anti) ütopik bir hikaye cinsinden günün koşullarıyla ya da onun su yüzüne çıkarttığı tarihle de anlamlandırılabilmesi olası Ek olarak bir siteden aldığım notları ve onlardan derleme kendi kargacık burgacık notlarımı da asıyorum ama şu Harun Yahya çokça itici gelirdi, çabalarını takdir etmeme rağmen; fakat kendini geliştirdiği gibi tutumunu da zenginleştirmiş sanırım öyle intiba bıraktı, hadi bakalım, ilhama kaynaklık yaptı bazı bilgileri. Kendisine teşekkür: Vücudumuzu bakteri ve virüs gibi düşmanlarına karşı koruyan savunma sistemi aynı disiplinli bir ordu gibi hareket eder. Savunma sistemimizin düşmanlarına karşı savaşı üç önemli bölümden oluşur. 1- Düşmanın tespiti; ilk müdahale. 2- Gerçek ordunun müdahalesi; sıcak savaş. 3- Sakin duruma dönüş. Çöpçü piyadeleri istihbarat üzerine fagosit çöpçü hücreleri gibi saldırır. çöpçüler bazen karşı taraf hareketindek çöreklenme süratine eişemez devreye başka birlikler girer. düşmana odağa dalan süvari birlikleri gibidir bunlar. bu süvari alayı önemli bir kısmını düşmanın yokedecek. bu alınan bilgiyi başka birlikler görecek bizden, bu bir istihbarat, ve onlar da daha geridekilere sipeerlerden cıkmalarını söyleyecek. Türk savaş taktiği gibi sol sağ ve merkez biçiminde yayılan ordu sahte bir geri çekilme yapar. ama geridekiler de o sırada çıkıyordur. hepsi birleşir, ve birden düşmana atağa geçerler. kuleye tek o yoldan ilerliyorlar hala. Göz atmış olduğum bazı referanslar http://www.populerbilgi.com/genel/40_konuda_hucre_34.php http://www.harunyahya.org/kitap/seciye/TYS04.html http://en.wikipedia.org/wiki/Ya%C5%9Far_B%C3%BCy%C3%BCkan%C4%B1t örnek; Türk savaş taktiği gibi konuları ilhama yaymada 2. linkten, askerleri biyolojik süreçlere benzetme evrelerinde vs. 1.linkten, şiirde geçen Büyükanıt,sarı omuz yakası vb. gibi olgular içinse son link arkaplanda fayda verici oldu. Teşekkürler. Sevgiler can dostlara Şiirde geçen karakter Cohen, hayali. Ama düzmece değil. Mesela, yaratık filmi serilerindeki “Vazquez” adlı kıza ya da yine aynı filmdeki –ki bilmem serinin kaçıncısıydı- orda bir iyi yürekli soğuk bi android vardı sonunda bağırsaklarının bitiştirdiği ikiye bölünmüş vücuduyla uzay gemisine sürünmek zorunda kalan, ona benziyor ama şeklen daha çok. Asıl, “DS3’ten kaçış” eski b.kurgu filmindeki, hapis gibi bir yerden, bir uzay istasyonundan kaçışı planlayıp organize eden lider tipli adamı hatırlatıyor bana hali ve tavırlarıyla da. Ve “Pi” filmindeki b.adamını da hatırlatıyor, ismen ve cismen ve haleti ruhiye olarak da… Romulus hk. link (The Caveman’s Valentine) http://us.imdb.com/gallery/ss/0182000/Ss/0182000/6.html? path=gallery&path_key=0182000 http://us.imdb.com/title/tt0182000/ bakmadığım ama araştırılmaya değer: http://members.tripod.com/halkevi/halkevi/potemkin.html http://www.potemkinarmoured.8m.com/ (1) , mor ve ötesi şarkısı (2 bir Paul Mccartney şarkısı. Savaşan askerler sonunda kucaklaşır barışırlar Bir şekil, ilk şekil
![Akın Akça](https://www.antoloji.com/i/siir/2007/02/25/kirmizi-menzilde-5-saat.jpg)
TÜM YORUMLAR (2)