1958 Eylül/ Viyana
Ölüyorduk değilmi..
O uzun soluklu nefeslerimiz camın buğusunda kendi kaderiyle sevişiyordu.
Biz beyaz bir çarşafın üzerinde kirletiyorduk birbirimizi ve sabahın ilk ışıklarında ruhumu kaplayan o karanlık hançerdin sen..
Yoktun;
Ucuz bir otel odasımıydı kalbim..
- Simon.. 1958/Eylül Viyana
Cehennemimden sola sapıp ruhumun dar sokaklarında çırılçıplak yürüdün.
yaşamaktan yorgun düşmüş bir gergedanın kollarında uyuduğunu hesaplamadan...
oysa dünya beni öyle zehirlemişti ki bütün siyanürler yollarına serpildi.
ölmüş bir adamın geceden kalma çarşafıydı yüzün.
- Kırmızı kelebek:
Simon, ikinci sınıf barlarda mı büyütüyorsun zihninin alacakaranlığını?
- Simon:
Yüzüne baktım uzunca. belinin çukuru düşmekten korkmayacağım bir yer gibi geliyordu ellerime.
ellerim soğuk ve çelimsiz bir kentin kimsesiz çocukları gibi yetim kalıyordu bar masasının üzerinde.
başımı hafifçe yukarıya çevirerek tanrı'ya seslendim sessizce.
ve ardından sustum!
dili kopartılmış bir köle kadar titriyordu kalbim.
- Kırmızı kelebek:
Gidelim simon...
dünü yarına çevirmek için aşka dönüştür beni.
ucuz bir otel odasının günlüğünü ömürsüzlüğünle öder gibi.
- Simon:
Tanrının karanlıkta kalan o kimsesiz çocuğunun doğacağı yere götür beni!
Kasım/2013
Gökhan Barış PekşenKayıt Tarihi : 23.11.2014 03:39:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!