Küstüm barışa
Artık kim götürürse götürsün bu zeytin dalını
Musa’nın alnını kirletenlerin
Nedenleri varsa
Yanakları kızarmış bir ar taşısın
Âdem’in çocukları…
Atlar atlar atlar
Gectiler penceremin onunden
Bugulu cam, bugulu cam, bugulu cam
Gectin penceremin onunden.
Attan, bugulu camdan, dusten..
Devamını Oku
Gectiler penceremin onunden
Bugulu cam, bugulu cam, bugulu cam
Gectin penceremin onunden.
Attan, bugulu camdan, dusten..
Köpürsün Kızıldeniz yarıldığına bin pişman
Başını taşa vursun asa
Kibirli bir heybetle yürüsün
Kabil’in soyu…
Bu misralar cok manidar, duyarli yüreginizi kutluyorum...
Filistinli her çocuğun kirli tebessümü bağrımızı kanatır. ve biz seyre bakarız kan nehrinin akışına!!!
Her zamanki gibi harikasın kardeşim dertlere tercüman olmuş şiirin. Kutlarım .. Yüreğinin yangınına ortak olabilmek umuduyla selam ve saygılar. 10******************p
anlam yüklü, enfes dizeler..canı gönülden kutlarım yazan yüreği..saygılar..
işte şiir işte şair işte seslendirme işte yorum bu muhteşem bir çalışma keşke konu gözlerimden akan yaşa sebepolmasaydı
keşke
keşke
keşke
Önceden üç günde ölürdüm
Şimdi soğuk ölümler gibi yaşamın yüzü
anladınmı şair şimdi ne demek istediğini daha iyi anladım
Nerede kaldınız?
Ebabiller de gelmedi…
Ebrehe’nin dişleri değiyor.
Mescid-i Aksa’ya
Kanatlarından kan damlıyor artık
Beyaz güvercinlerin.
Öyle yüzüme bakma çocuk
Sayamıyorum acıyan yanlarımı
İhtiyarlıyorum gülüşlerinde
Ve hala cennet kokuyorsun.
Kimin aklına takılacaksın ki?
Bunca kirin arasında
Şarapnel yarası göğüsden
süt istiyorsun mustafa abi şiir çok güzel ve harika olmuş bazı şiirler vardır sonraları özgürlük marşı olur istiklal marşı gibi inşallah böyle şiirlerde birilerinin marşı olur .Böyle yüce gönülle ve duygularla yazılmış şiirler acılarımızı anlatıyor inşallah ilerde güzel günlerimizi anlatır SELAMLAR
KÜSTÜM BARIŞAAAAA KAÇ KERE DİNLEDİM KAÇ KEZ GÖZLERİM AGLAMAK İÇİN SEBEP ARADI SAYAMIYORUM ACIYAN YANLARIMI VE BU ŞEHRİN DUVARLARI YIKILDI ÜSTÜME HER SATIRI NASIL İŞLEDİ İÇİME ANLATAMAM
İŞTE GİDİYORUM YÜREGİNE SAGLIK MUSTAFA DOĞAN YÜREGİNE SAGLIK DOGAN BİLGE
ben bu şiire yorum yazamayacagım bu şiire yapılmış olan bir kaç yorumu kopyalıyorum onlar dah iyi anlatıyor beni
YANAKLARI KIZARMIŞ BİR AR TAŞISIN ADEMİN ÇOCUKALARI
Birileri serbest şiir yazarlar.
Veya yazdıklarını sanırlar.
Süpersonik ultra zırvaları doldururlar satırlara İMGE kılıfıyla.
Bir saat düşünürsünüz Zat-ı Muhterem veya Muhtereme ne dedi diye.
Anlayamazsınız bir türlü.
Anlayamazsınız çünkü, zaten anlaşılmasın diye yazılmıştır şiir sanılır zehabıyla.
Yazan da anlamamıştır.
Anlamışsa namerdim.
Amaaaa..
Şairlik veya şaireliği de kimseye bırakmazlar.
İkiyüz kelime dağarcıklarına çok ağır gelir.
Çoğu da Agop DİLAÇARIN uyduruk kelime bozmalarıdır.
Entel dantellik de zaten sevili mevili, cıcılı bıcılı kelimelerle yazmak ister.
Sonuç ne mi olur ?
Kurdele
Bu şaire ve bu şiire gelince:
Ben hececiyim ve 1200’ü aşkın şiirimden çok azı bir iki saatten fazla zamanımı almıştır.
Lakin böyle bir şiiri bir yıl uğraşsam beceremem.
Çünkü, serbest benim işim değil.
Başta zikrettiklerime tavsiyem:
Adam gibi serbest şiir yazmak istiyorlarsa Mustafa DOĞAN’ı iyi takip etsinler.
ALNINDAN ÖPTÜM AĞACAN.
Kırmızı güvercinler
Küstüm barışa
Artık kim götürürse götürsün bu zeytin dalını
Musa’nın alnını kirletenlerin
Nedenleri varsa
Yanakları kızarmış bir ar taşısın
Âdem’in çocukları…
Köpürsün Kızıldeniz yarıldığına bin pişman
Başını taşa vursun asa
Kibirli bir heybetle yürüsün
Kabil’in soyu…
Nerede kaldınız?
Ebabiller de gelmedi…
Ebrehe’nin dişleri değiyor.
Mescid-i Aksa’ya
Kanatlarından kan damlıyor artık
Beyaz güvercinlerin.
Öyle yüzüme bakma çocuk
Sayamıyorum acıyan yanlarımı
İhtiyarlıyorum gülüşlerinde
Ve hala cennet kokuyorsun.
Kimin aklına takılacaksın ki?
Bunca kirin arasında
Şarapnel yarası göğüsden
süt istiyorsun
Bende bıktım bu arsız şehrin duvarları
Örtmüyor artık yüzümü
Önceden üç günde ölürdüm
Şimdi soğuk ölümler gibi yaşamın yüzü
Beni yeniden doğur anne
Tıpkı gölgem gibi
En sevdiğim renk
Kırmızı olsun
şiirin ismine baktığımda böylesi derin bir şiir okuyacağımı anladım ve daha ilk mısralardda vuruduğum bir
Küstüm barışa
Artık kim götürürse götürsün bu zeytin dalını
Musa’nın alnını kirletenlerin
Nedenleri varsa
Yanakları kızarmış bir ar taşısın
Âdem’in çocukları
bu mısralardı
hele bir cümleki
musanın alnını kirletenler
belkide gazzede atliamı yaşayanlar bile bu denli derin düşünmemiş düşünememiş evet bir paygam berin musa as
alnını kirletenler
onlar
ona iman edenler şaiiir muthiş
bir kavram yakalamışsın
vurucuydu
düşünce tufanı estiren cinsten
allak bullak oldum durdum
irkildim sarsıldım
her msrası bir olay şirinizin
beyaz güvercinlerin kanatların dan kan damlıyor
kızıldenizi ordan ikiye bölen asa başını taşlara vuruyor
beni yeniden doğur anne
ve akdeiz yarıldığına pişman olmasın
gardaaaaaaaaaş
sen beni ağlattın Allah cc mazlumları ağlatmasın
mütjiş bir şiirdi
BAŞKA NE SÖYLEYİM AGAM KIRMIZIYA BOYANAN ŞEHRE SELAM OLSUN
Kırmızı güvercinler... Şiirin başlığı bile çok derin anlamlar içeriyor. Hatta başlık bana peresin (saçma) sözünü hatırlattı: Barış için savaşıyoruz! ! ! ! ! ! ! Kendi içinde çelişen bir cümle.. Bu başlıkta bu zulmün mantıksızlığına tekabül ediyor. Güvercin barışı temsil ediyor. Kırmızı ise ortadoğuda hakim olan rengi... Barışı bile kızıla boyadılar. Ve türlü kılıflar uydurmaya çalışıyorlar...
Şiir bu acıyı tarif etmiş bizlere... Vurucu imgelerle dikkat çekmeyi başarmış. Ve ben bu şiiri de çok sevdim abi.. Keşke bize böyle şiirler yazdıracak olaylar olmasaydı... Ama zulme kalemimizle karşı koymaya çalışıyoruz. Rabbim kabul buyursun. Yinede yetmiyor bu acıyı tarife...
Dereceni tebrik eder daha nice başarılar dilerim abi...
Allah'a emanet ol...
Çok güzeldi çok çok çok güzeldi beğeniyle okudum çalışmanızı kutlarım.
Saygılar efendim
Nerede kaldınız?
Ebabiller de gelmedi…
Ebrehe’nin dişleri değiyor.
Mescid-i Aksa’ya
Kanatlarından kan damlıyor artık
Beyaz güvercinlerin.
Güvercinlerde vuruldu...ne kaldı elimizde barış için...dünyada.
Kutluyorum.
Bu şiir ile ilgili 52 tane yorum bulunmakta