Bir sonbahar akşam üstü;
Bir anne üç çocuğu ile birlikte Mardin sokaklarında yürürken, hedefi olan manastıra yaklaşır.
Oğlu İbrahim'i manastır avlusuna bırakır, en kısa zamanda gelip seni alacağım
Kırmızı çoraplarindan tanırım seni, söyler ve oğlunu bırakıp, iki kızının ellerini tutar, gözyaşı içinde hızla uzaklaşır oradan.
İbrahim küçük, sahipsiz, çelimsiz, 6 yaşında bir çocuk. Annesi "Bekle!" demişti bekleyecekti!
Belki de beklemek hiç bu kadar acı, bu kadar sonsuz olmamıştı.
Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
Yaşadın mı, yoğunluğuna yaşayacaksın bir şeyi
Sevgilin bitkin kalmalı öpülmekten
Sen bitkin düşmelisin koklamaktan bir çiçeği
İnsan saatlerce bakabilir gökyüzüne
Devamını Oku
Yaşadın mı, yoğunluğuna yaşayacaksın bir şeyi
Sevgilin bitkin kalmalı öpülmekten
Sen bitkin düşmelisin koklamaktan bir çiçeği
İnsan saatlerce bakabilir gökyüzüne



Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta