KIRMIZI AYAKKABILAR (Hikâye)

İlhan Biçer
58

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

KIRMIZI AYAKKABILAR (Hikâye)

Kalabalık caddelerden işe giderken bir yandan da vitrinleri seyrediyordu. Birden bir vitrinin önünde durdu! Vitrindeki kırmızı ayakkabıya büyük bir hayranlıkla baktı. Bu zamana kadar hiç kırmızı ayakkabısı olmamıştı… Onu çok beğendi almak istiyordu ama; “kaç paradır acaba “ diye içinden geçirdi… İçeriye girip sormak istedi… İşe de geç kalmıştı…Akşam iş dönüşü gelir sorarım,uygun olursa alırım, diye karar verdi..

İşyerinde çalışırken kırmızı ayakkabılar gözünden hiç gitmiyordu. İçinden “ acaba benden önce birisi alır mı? Ne yapsam acaba, iş yerinden izin alıp gidip alsam mı? Diye düşünüyordu… Ama işlerde yoğundu nasıl izin isteyecekti… Hem patronda bu aralar çok sinirliydi… Akşamı beklemeye karar verdi…

Akşam bir türlü olmak bilmiyordu… Gözü hep duvarda asılı duran saatteydi… Sanki akrep ve yelkovan hiç dönmüyordu… Zaman durmuştu sanki… Nihayet bu zorlu bekleyişin ardından mesaisi bitmiş. Arkadaşlarına “iyi akşamlar” dedikten sonra hızlı adımlarla kırmızı ayakkabıyı gördüğü dükkâna doğru ilerlemeye başladı…

Sokakta acele acele yürürken aniden bardaktan boşanırcasına yağmur yağmaya başladı… Dar kaldırımların saçakları altında zorlukla ilerliyordu… Birden elinden biri tutup “ne olursun abla, bana yardım et “diye yalvarıyordu… Dönüp baktığında üstü başı perişan ayakkabıları yırtık on- on iki yaşlarında bir çocuktu bu… “Abla karnım çok aç, bir tas çorba içecek para verir misin? ” diye yalvarıyordu adeta…

Cüzdanını açtı fazla bir parası da yoktu… Şimdi bu parayı verirsem ayakkabıyı nasıl alırım, diye geçirdi içinden… Ömründe ilk defa kırmızı bir ayakkabısı olacaktı… Yoluna devam etmek istedi. Ama içinden bir his gitmesine engel oldu. Cüzdanındaki parayı çıkarıp ona doğru uzattı.. Çocuk parayı büyük bir sevinçle alırken gözlerindeki o mutluluk ışıltısı parlıyordu adeta… Çocuk” çok sağ ol abla, Allah ne muradın varsa versin” diye dualar ediyordu…

Tekrar yağan yağmurun altında dar kaldırımlarda yoluna devam etti… Kırmızı ayakkabıyı gördüğü dükkânın önüne geldi… Gözünü hemen vitrine çevirdi… Kırmızı ayakkabıyı bir daha görmek istiyordu… Ayakkabıyı vitrindeki yerinde göremedi vitrinin etrafını gözleriyle baktı kırmızı ayakkabı yoktu…
Olsun “zaten param da yok dedi” kendi kendine…

Ama yinede aklı o kırmızı ayakkabıdaydı… Dükkândan içeri girdi kırmızı ayakkabıyı sordu… Kendinden önce bir müşterinin geldiğini ve o ayakkabıyı satın aldığını duyunca üzülerek dükkândan çıktı… Ama olsun dedi zaten hem param da yoktu… Diye kendini teselli etti…

Eve geldiğinde hava karamıştı… Evinin ışıkları yanıyordu. Eşi ondan önce gelmişti… Zili çaldı eşi onu” hoş geldin aşkım “diye karşıladı… Salona girdiğinde masanın donatıldığını vazodaki kırmızı gülleri ve yanan mumu gördü… Eşi gelerek “aşkım yedinci evlilik yılımız kutlu olsun”, dedi… Nasılda unutmuştu, hiç aklına bile gelmemişti! ..

Sonra güzel bir müzik eşliğinde yemeğe oturdular… Yemeğe başlamadan önce eşi güzel bir hediye paketi getirdi…” Aşkım bu senin, güle güle kullan “ dedi… “Çok teşekkür ederim canım” dedi… Hediye paketini aldı açmaya başladı. Acaba ne almıştı eşim bana, diye merak ediyordu…

Paketi açtı… O da ne gözlerine inanamadı…. Gözlerini ovaladı tekrar tekrar baktı yine aynı şeyi gördü… Vitrinde gördüğü kırmızı ayakkabıydı bu… Sevinçten gözlerindeki yaşlara engel olamadı…

Eşi “ne oldu, niye ağlıyorsun aşkım? ” dedi…” Hiç canım hiç, mutluluktan “dedikten sonra ” çok teşekkür ederim” dedi ve eşine sarılıp öptü..

ilhan BİÇER

25 Ekim 2008

İlhan Biçer
Kayıt Tarihi : 2.11.2008 21:41:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

İlhan Biçer