Isırdı ellerimi bu ısı
zorunluluk davulu çalınıyor
Ve korkak ellerimi kaçırıyorum.
Kaynağı nedir bu ısının biliyormusun?
“yılmazın deşilen yarası”
zehirledi ellerimi bu zemheri
hür irade ninni söylüyor
Ve ürkek ellerimi cebime koyuyorum.
Soğukluğun kaynağını soylemiştim sana:
“fırçamın donmuş cesedi”
Irkildim bu ırmağın enginliğinden
Korkunc anılar esiyor
Ve paniğe kapanmış gözlerim kırpmayı unuduyor.
Pınarlarını bula bildin mi ırmağın?
“Nâlanın kan ağlayan gözleri” değil mi?
Çökdüm bu çölün kuraklığına
Inancı ödünç alıyor ılgım
Ve tedirgin gözlerim sulanmayı unuduyor.
Kuraklığın adresini soylemiştim sana:
“fırçamın boyasız saçları”
Yılmazın yarası, öldürsede Yılmazı
Nâlanın nâlesi, tüketsede Nâlanı
Gözlerin görünümü, unutamaz olayı
Ve fırçanın fırlaması, neyi bekler sence?
“yılmayan ellerimin içtenliğini” mi?
“bırak fırçanı ısıtsın bu yara,
Ve saçlarını boyasın bu kan yaşlar,
bırak ellerin ürkmesin hatta,
Ve unudulsun bu panik” diyor içim.
“fırçanın ayak izleri doğduğunda,
soyadını nafile koyacağız,
izler yol çizirlerse hatta,
yanılgıya doğru yöneteceğiz” diyor dışım.
Ah benim tuvalım,
seni süsleyen ben olacaktım,
Kim seni kirletti? Kim?
Bu pasaklı dış mı?
Verziğan
Şahram Ziyneti 2012/9/9
Kayıt Tarihi : 11.9.2012 02:04:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Tuvalsızlığımda bana kalan, keşkeler yazan kalemim oldu: “YılmAZ ERİte bilseydi buzları keşke, Ve NâlAN ISINA bilseydi bu zemheride” Ülkemde baş veren kötü olayların etgisinden çabalayan kalemlere kan kusturan güce karşı yazılmıştır.
![Şahram Ziyneti](https://www.antoloji.com/i/siir/2012/09/11/kirli-tuval.jpg)
Yoksa o ısıtan 'iç var ya', tertemizdir o...
Düşüenerek yazan ve düşündüren Kardeşimi ve şiirini kutlarım...
TÜM YORUMLAR (1)