Şirinliği, bir hayat kadınının bekareti kadar gerilerde kalmış bu koca şehirde,
Sessizliğin ve aldatılmışlığın korkunç armonisi kulaklarıma sela sulh ediyor,
İnsanların gözyaşlarından ve hüzünlerinden oluştuğuna inandığım yağmur taneleri,
Beni de bu çökmüşlüğün içine sürüklemek istercesine ıslatıyor...
Paltomun, zaten bağlı olan düğmelerini birer kez daha kontrol ediyorum, ani bir refleksle.
Değeri yüzlerce lira olan bu kumaş parçasının, yağmur karşısında ki çaresizliği çarpıyor gözüme,
Ve paranın güçsüzlüğü... sonra başımı kaldırıyorum gökyüzüne doğru,
Yağız atlar kişnedi, meşin kırbaç şakladı,
Bir dakika araba yerinde durakladı.
Neden sonra sarsıldı altımda demir yaylar,
Gözlerimin önünden geçti kervansaraylar...
Gidiyordum, gurbeti gönlümle duya duya,
Ulukışla yolundan Orta Anadolu'ya.
Devamını Oku
Bir dakika araba yerinde durakladı.
Neden sonra sarsıldı altımda demir yaylar,
Gözlerimin önünden geçti kervansaraylar...
Gidiyordum, gurbeti gönlümle duya duya,
Ulukışla yolundan Orta Anadolu'ya.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta